Dünyayı Yöneten Güçler Ne Demektir?


Dünyayı yöneten gizli güçler, dünyadaki tüketim ve üretim maddelerinin ve sistemlerinin daha iyi kontrol edilebilmesi için kurulmuş gizli örgütlenmelere verilen genel bir isimdir. Bugün dünyayı aslında gizli güçler değil, Küresel Elit ve Küresel Sermaye dediğimiz bir yapı yönetmeye çalışmaktadır, gizlilik bunların politik sistemlerinin, siyasi yapılarının ve çokuluslu şirketlerin kurmuş olduğu gizli topluluklardan gelmektedir. Bazı ülkelerde istihbarat örgütleri, sivil örgütler, düşünce kuruluşları ve Üniversitelerdeki bazı yapılarla kendini gösteren Derin Devletler hem kendi ülkesini, hem de dünyayı kontrol etmeye, yönetmeye çalışır! Bu ister Ulus Derin Devlet olsun (Rusya, Çin, Fransa, Almanya, İskandinav Ülkeleri vb.), ister Şirket-Derin Devlet olsun (ABD, İngiltere, vb.) çok sistemli bir istihbarat - gizli örgüt - bilim camiası – Üniversite - Sivil Toplum örgütü ağıyla örülmüştür. 

Bahsedilen Küresel Elit, aslında eski hanedanlardan ve krallıklardan çok da farklı bir yapıya sahip değildir. Yani bugün pek çok ülke totaliter bir oligarşi ile yönetilmektedir. Küresel Elit’in, eski hanedan, krallarla ve toprak sahipleri ile ilgisi olduğu gibi çok zengin, uzun süredir dünyadaki üretim ve tüketim sistemini kontrol eden bir gizli yapıyla da ilişkisi vardır. Bu Küresel Elit’in temel felsefesi bugün için var olan tüm tüketim sistemlerini, enerjiyi  ve üretimi kendi kontrolünde tutmak, sınırsız bir egoizmle kendi sınıfları içindeki 50 bin civarındaki Eliti ve onlara destek sağlayan 20-50 milyonluk nüfusu sınırsız olarak, dünyanın geri kalanlarının aç kalması pahasına zenginleştirmektir. Bu Küresel Elit’in sayısı tam olarak belirli değildir. ABD’deki yaklaşık 25 bin kişi, tüm ülkedeki gelirin yaklaşık olarak % 80’ini elinde tutmaktadır. Dünya’nın diğer ülkelerinde de benzer bir durum mevcuttur, özellikle kapitalizmin kayıtsız şartsız geçerli olduğu Batı ülkelerinde de yaklaşık bir 25 bin kişi Küresel Elit’in Amerika dışındaki kısmını oluşturmaktadır. Firavunlaşma ve Tiranlaşma yolunda olan ve çokuluslu şirketleri, bilimi ve enerji sistemini (petrolü), kontrol altında tutan bu Elit, onlara yardımcı olan yan sınıfsal yapılanmayla birlikte bir kaç on milyonu bulmaktadır. Yani tüm dünyayı ve insanlığı tepedeki 50 bin kişilik Küresel Elit ile birlikte, hepi topu 20-50 milyon insan kontrol altında tutmaktadır. Küresel sermaye ve Küresel Elit, bu güce hakim olabilmek ve gücü elinde tutabilmek için aslında yüzyıllardır büyük bir mücadele ve dev bir gizli örgüt yapılanması içindedir.  

Aslında bu, mafyanın temel felsefesinde olan bir ilkedir ve doğa ne yazık ki mafyadan yanadır! Yani doğada güçlüler, zayıfları yok ederler, zayıflar ve güçsüzler üzerinde dominans (baskı) kurarlar. Büyük balık, küçük balığı yutar. Arslan ve kaplan, ceylanı veya zebrayı parçalayıp yer. Şempanze veya Goriller aleminde, Primatlarda güçlü olan hayvanlar sürüyü yönetirler, bunun için bazı liderlik kavgaları yapılır. Doğanın bir hukuğu yoktur. Doğada hiç bir tür, başka bir türü yok ettiği veya kendi türünden bir hayvanı yok ettiği için yargılanmaz. Doğa sadece doğal seleksiyon süresince bazı türlerin evrimleşmesini ve daha güçlü veya doğaya uyumlu bir tür olarak ortaya çıkmasını ister. Bu nedenle doğanın kanunu, kaba kuvvet kanunudur. Doğanın kanunu mafya kanunudur, faşist ve acımasızdır. Doğanın kanunu aynı zamanda kapitalizmin de kanunudur. Bu nedenle doğa ve kapitalizm vahşidirler, acımasızdırlar, yok etmeye veya zayıfın yok olmasına izin verirler.  

Bu durum  insancıl veya iyi olmayabilir, fakat gerçek budur! Bu gerçek ve ana temel kural, Dünya isimli 4.5 milyar yıl yaşındaki gezegende, yaklaşık 3.5 milyar yıldır hücrelerin, 50 milyon yıldır memelilerin, 1.5-2 milyon yıldır da primatların, son 150-200 bin yıldır ise Homo sapiensin  (modern insan) evrimleşmesini sağlamıştır.  

Bizim gibi düşünen bilim insanları  bir kural olarak bu sistemin tamamen karşısındadır, siz de bu sisteme karşı olabilirsiniz, insan yapısı hukuk sistemleri çok daha başarılıdır ve insancıldır; ama biz doğada gerçek olandan bahsediyoruz. Mükemmelleşmiş bir sosyal sistem veya hukuk sistemi ise henüz kurulamamıştır. Hiç şüphesiz ki, Kemalizm’in temelinde var olan Karma Ekonomi  ve eşitlikçi bir ekonomi ve eşitlikçi sosyal sistem, şu anda en mantıklı ve insancıl sistem gibi görünmektedir. Vahşi kapitalizm, dünyayı ve insanlığı getirmiş olduğu aşama olarak kesinlikle iyi bir sistem olarak ele alınamaz, aksine, kapitalizm ve çok uluslu şirketlerin, tekelci şirketler sisteminin katı etkisi yeryüzünden kaldırılmadan insanların veya toplumların savaşlardan, katliamlardan, işkenceden ve acıdan  kurtulması mümkün olmayacaktır, çünkü tüm insanlık sadece bir avuç insanın daha zengin ve güçlü olması için tüm enerjisini tüketmektedir. Küresel Elit’in ve Emperyalizmin dünyayı getirmiş olduğu aşamayı daha iyi anlayabilmeniz için doğadaki sisteme ve insan bilincine değinelim biraz isterseniz.


Dünyayı Yöneten Gizli Güçler – Ümit Sayın

Yorum Gönder

0 Yorumlar