Lise Biyoloji Öğretmenlerinin Yeterlikleri



Biyoloji Eğitiminde “Evrim” Konusunun Öğretimi ve Lise Biyoloji Öğretmenlerinin Yeterlikleri 


Sema S. ERGEZEN 

Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi 


Bu bildiride sunulanlar “evrim öğretimi” için planlanmış bir araştırmanın sonuçları değildir. Sunulanlar onyedi yıl içerisinde (1990-2007) öğretim yapmakta olduğum “Biyoloji Öğretmeni yetiştiren bir program” dahilinde öğretmekte olduğum derslere ön hazırlık veya ders sonu değerlendirilmesi amacı ile öğretmen adaylarına (1200) uyguladığım anketlere ve fakülte olarak ilişkide olduğumuz okullardaki biyoloji öğretmenleri ile yapmış olduğum görüşmelere dayanan tespitler, bunlarla ilgili görüş ve önerilerdir. 


Biyoloji Öğretmenleri ve Öğretmen Adaylarının Evrim Öğretimi ile ilgili Görüşleri 



Öğretmen adaylarının % 95i lise eğitimleri sırasında evrim konusunun hiç işlenmediğini, % 5 i çok yüzeysel işlendiğini bu nedenle öğrenemediklerini bildirmişlerdir. Alan öğretmenlerine bu durum sorulduğunda evrim konusunun M.E.B Biyoloji lise 3 ders programında son konu olduğu ve lise 3 öğrencilerinin üniversite giriş s ınavlarına hazırlıkları dolayısı ile okulda olmadıkları sebebi ile konunun işlenemediğini söylemişlerdir. Benzeri bir sonuç bir diğer çalışmada da ortaya konulmuştur ( Somel,2006). Ancak, daha detaylı görüşmelerimiz sonucu, edindiğimiz izlenimlere göre biyoloji öğretmenlerinin genellikle “evrim” konusunu işlememeyi tercih etme nedenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. 


• Öğretmenlerin evrim konusunu işleyebilecek alan bilgisine sahip olmamaları 
• Öğretmenlerin meraklı öğrencilerin sorularını cevaplayamama endişesi 
•“M.E.B. Lise Biyoloji Ders Programı”nın öğretmen için yeterli yol gösterici ve destekleyici olmaması 
• Öğretmenin konuyu önemsememesi veya ilgi duymaması 
• Öğretmenin çevreden (üst yönetim veya veliler tarafından) gelebilecek baskılara karşı kendini koruma içgüdüsü veye endişesi 

1998 yılından itibaren Fen/Edebiyat Fakültesinde 3 yıllık Biyoloji eğitimini tamamlayarak Eğitim Fakültesine öğretmelik eğitimleri için gelen ve öğretmenlik uygulamalarını yapmakta olan öğretmen adaylarına “evrim” konusunda yeterli bilgiye sahip olup olmadıkları ve lisede bu konuda öğretim yapmaya kendilerini hazır hissedip etmedikleri sorulduğunda, % 95 i “evrim “ konusunu bilmediklerini (veya bu konunun kendilerine öğretilmediğini) ve lisede öğretmeye hazır olmadıklarını bildirmişlerdir. Bu öğretmen adaylarından % 5 i merak ettikleri için kendileri okuyarak öğrenmeye çalıştıklarını ancak lisede öğretebilecek bilgiye sahip olmadıklarını söylemişlerdir. Öğretim yapmakta olduğum “biyoloji eğitimi” programında 17 yıllık süreçte bir “evrim” dersi olmadığından, bu çok şaşırtıcı bir durum değildir. Ancak, 4 + 1 tezsiz yüksek lisans programına gelen fen/edebiyat fakültesi mezunlarının ( bunlara başka üniversitelerin biyoloji mezunları da dahildir) durumları da çok farklı değildir. Bu şaşırtıcı bir sonuçtur, çünki bizim bağlı olduğumuz fen/edebiyat fakültesi programında “evrim” dersi vardır. 

Öğretmen adaylarının “biyoloji öğretimi” dersinde “öğretim” provalarını yaptıkları s ırada, alan bilgilerinde “biyolojik evrimi” açıklamak için gerekli olan canlıları birleştirici alt kavramların (türlerin sayılarının artabilme potansiyelinin olması, mutasyon ve recombinasyon ile yavru dölde genetik çeşitliliğin olabilmesi, yaşam için kaynakların sınırlılığı, yavru dölde daha başarılı yaşayıp üreyebilenin çevre tarafından seçilimi) ve bunlar arası etkileşimi değişik derslerde öğrenmemiş oldukları ortaya çıkmaktadır. Bu durum öğretmen adaylarının “evrim” derslerinde ve diğer ilgili derslerde (genetik, moleküler biyoloji, ekoloji ve sistematik) biyolojik evrimi veya evrim teorisini açıklayabilecek bilgiyi edinemediklerini göstermektedir. Pek çoğu bilimi, ezberlemiş oldukları bilim adamının çalışma yöntemi basamakları olarak tanımlamaktadırlar. Bilimin doğasını anlamış değildirler. 

Öğretmen adaylarına lise ve üniversite biyoloji derslerinde anlamakta ve öğrenmekte en zorlandıkları konular sorulduğunda çok azı “evrim” demiştir. Bu da aslında onların öğrendiklerinin evrimle hiç ilşkilendirilmediğini göstermektedir. Zaten bunun sıkıntısını daha sonraki öğretmenlik denemesi eylemlerinde sıklıkla da dile getirmektedirler. 


Üniversite ve İlk-Ortaöğretimde Evrim Teorisi Öğretimi Nasıl Olmalı? 



Evrim teorisi diğer teorileri (türlerin sabit olmaması,ortak ata, uzun zaman sürecinde dereceli oluş, türleşme ve doğal seçilim) de bünyesinde toplayan bir çatı teoridir (Dagher,Z. ve Boujadoue.S.,2005). Sonuçta öğrencinin tüm bu teorileri anlayabilmesi ve öğrenerek çatıyı oluşturabilmesi için biyoloji eğitimi sürecinde pek çok derste, ilgili kavramların ispatlayıcı örneklerin desteği ile öğretilmesi gerekir. Böylesi bir öğretim programı ilk ve ortaöğretim süreci için de, üniversite biyoloji eğitimi süreci için de yapılmalıdır. 

Üniversitede genellikle “kollektif” bir program yapılmaz her öğretim elemanı dersini bağımsız hazırlar. Halbuki çağımızda bilgi dünyası çok genişlemiş, disiplinler iç içe geçmiş hale gelmiştir. Evrim teorisi gibi bir çok alt kavramdan oluşan bir çatı kavramın öğretilebilmesi bir tek ders yerine dört yıllık eğitim süreci içinde diğer derslerde (genetik, moleküler biyoloji, ekoloji, yerbilim ve bilim tarihi) içselleştirilmiş alt kavramların birbileri ile ilişkilendirilmesi ile daha etkin öğretilebilir. 

İlk ve Oraöğretim için durum daha farklıdır. Öğrencilerin bilimsel sorgulama yapabilme, araştırarak sonuca varabilme, olaylar arası ilişki kurabilme,açıklama yapabilme, delilleri tanımlayabilme, analiz edebilme, eleştirel düşünebilme, problem çözebilme yetenek ve becerileri yaşla gelişir. Bu nedenle evrim öğretiminde öğrencinin bu özellikleri göz önüne alınarak ders programları ve öğretim standartlarının hazırlanması gerekir. 


Anlamlı Öğrenme ve Kavramsal Bilgi Yapılanması 



Genelde her düzeyde öğretenler öğrettiklerinin öğrenci tarafından anlaşıldığı ve öğrenildiği kanısındadırlar. Çoktan seçmeli veya kısa cevap soruları ile de öğrenip öğrenmediklerini değerlendiririz. Aslında değerlendirdiğimiz onların ne kadar anladığı veya öğrendiği değil edindikleri bilgidir. Bu bilgi anlamlı öğrenilmiş olmayıp, ezberlenmiş bir bilgi de olabilir. Aktarılan gerçeklerin ezberlenmesi ile edinilmiş yüzeysel bilgi ile kişinin açıklamalar yapması, bir görüş geliştirmesi, uygulayarak problem çözmesi ve hatta empati yaparak karşı görüşü anlaması mümkün olamaz. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için, algılanan yeni bilginin öğrenenin kendi kavramsal bilgi çerçevesine yerleşmesi gerekir. Bunun için öğrenenin önceki bilgileri ve bilgi yapısı öemlidir. Öğreten tarafından bu var olan bilgi yapısının tanınması ve öğretilecek materyalin buna uygun düzenlenmesi gerekir. Beyinin yapısını ve işleyişini bilen biyologlar için bu anlaşılması daha kolay bir işlemdir, çünki bir yerde yeni bilginin eski bilgi yapılanmasına yerleşmesi “dendritlik” bir olaydır. 

Yapılandırmacı görüşle açıklandığında, anlamlı öğrenme için temel mekanizma yeni kavramlar öğrenenin belleğindeki önceden var olan daha az kapsayıcı kavramları tanır ve onlarla bağlantı yaparak yeni bir yapılanma oluşur. Tabii bu yeni kavram bir “yanlış kavram” da olabilir. Öğrenilenlerin genişletilmesi ve detaylanması daha genel ve kapsayıcı kavramların tanıtılması ve bilginin yeniden yapılanması ile olur. Böylece hiyerarşik bilgi yapısı inşaa edilmiş olur (Novak.,Gowin,1984., Wandersee., Mintzes, ve Novak., 1994). Örneğin, evrim öğretiminde “doğal seçilim” bir üst kavramdır ve onun öğrenilmesi için hazır bulunması gereken alt kavramlar “kalıtsal varyasyonlar, uyarlama (adaptasyon), üremede başarı, ve türleşme” gibi alt kavramların ve bunları da oluşturan alt kavramların daha önce öğrenilmesi gerekir. Görüldüğü gibi bu işlemler sırasında öğrenen aktif olarak öğrenmede yer alan kişidir. Öğretmen öğrenenin ön bilgi yapısını tanıyarak yeni bilgileri, kavramları ona değişik öğretim stratejileri ve yöntemleri ile sunan kişidir. 


Durum nedir neler yapılmalıdır? 



Anlaşıldığı gibi en azından evrim konusunda öğretmen adayları öğretmenlik yeterliklerinin başında gelen “ alan bilgisi” ne sahip değildirler. Bu durum doğrudan üniversitelerimiz biyoloji bölümlerini ilgilendiren bir meseledir. Ancak Öğretmen yetiştirme programlarının yeniden düzenlenerek tüm derslerde evrim bakış açısı ile öğretilmesi tartışılmalıdır. 

Alanda hizmet veren öğretmenler için daha detaylı bir araştırma yapmadan yorum yapmama ihtiyatını elde tutarak, evrim konusunu öğretmekte zorlandıklarını söyleyebiliriz. Öğretmenler eğitimin merkezindedirler. Ancak, onlar eğitimde olması gereken reformlardan sorumlu tutulamadıkları gibi daha iyi öğretebilmeleri için öğretim ortamının, öğretim materyallerinin, organizasyonunun destekleyici olması gerekir. Bunlar eğitim politikaları, standartlar ve ders programları (müfredat) ile öğretmene hazır edilir. Böyle bir ortamda öğretmen diğer alan öğretmenleri ve öğrencilerle birlikte aktif olarak alan ve öğretim bilgisini arttırarak mesleğinde gelişir. Öğretmen teorik ve pratik alan(biyoloji) bilgisi ve öğretmenlik bilgilerine sahip olarak standartlarda resmedilmiş prensiplere uyarak öğretim programlarının yol göstericiliği ile öğretimini yapar. Öğretmenin alanında kendi inanışları ve yaklaşımları olsa da, etkinlikleri ve davranışları ile öğrencilere öğrenmelerinde rehper olacağından standartlara uygun anlayış ve yaklaşım geliştirmek ve öğretimlerini bunlara dayandırmak zorundadır. A.B.D. de ve bazı Avrupa Ülkelerinde Milli Eğitim Standartları (örneğin, A.B.D.“Milli Fen Eğitimi Standartları”) uzun vadeli bir vizyon ile bir milli hedefe ulaşmak amacı ile hazırlanır. Bu hazırlıklara öğretmenler, bilim insanları, alan eğitimcileri, programgeliştiriciler,mühendisler okul idarecileri, veliler bilim merkezleri, müzeler,botanik ve hayvanat bahçeleri, çeşitli meslek odası mensupları ve iş dünyasından kimseler katılır. (National Research Concil, 1996). Ülkemizde ise eğitim standartları ve eğitim programlarının hazırlanması tamamen Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ve denetiminde olmaktadır. 

1997 de hazırlanmış olan ve halen kullanılmakta olan M.E.B. lise biyoloji ders programları 20052006 öğretim yılında Liselerin 4 yıllık eğitime geçmesi ıle dört yıllık sürece yayılarak yeniden kullanıma sunulmuştur. Evrim konusu artık son yılın son dersi olmadığından işlenmek zorunluluğu doğmuştur. 

Ancak, lise 2 programında konular, “bir bilim olarak biyoloji, ekoloji, canlılarda davranış, hayatın başlangıcı ile ilgili görüşler, üreme, gelişme ve büyüme” olarak çok da bağlantılı olmayacak şekilde sıralanmıştır. M.E.B tarafından hazırlanmakta olan yeni lise programları henüz kullanıma açılmadığından bu konuda daha fazla bir yorum yapma imkanımız olamamıştır. Yeni programlar kullanıma sunulduğunda mutlaka uygulama ve değerlendirme araştırmaları yapmak, öneriler getirmek ve evrimi her konuda destekleyici kitap makale ve teknolojik eğitim materyallerini hazırlamak hepimizin hedefi olmalıdır. . 




Kaynaklar 





Dagher, Z.R., ve Boujaoude,S., (2005). Students’ Perseptions of the Nature of Evolutionary Theory 


Milli Eğitim Bakanlığı,Lise 1,2,3 Ders Öğretim Programı. (1998). 


National Researh Concil.,(1996). The National Science Education Standarts. 

Washington D.C. National Academy Press. Novak, J.,ve GOWİN, D.B. (1984). Learning How to Learn. Cambridge Univ.Press 


Wandersee, J.H., Mintzes,J.J, ve Novak, J.D. (1994) Researh on alternative conception in science. In: Handbook of research on Science teaching,ed.Gabel, New York: 
Mcmillan, s.177 -210 


Yorum Gönder

0 Yorumlar