Kişilik: Tanımı, Sınıflaması
ve Değerlendirmesi
İbrahim Taymur, M. Hakan Türkçapar
ÖZET
Geçmişten bu yana insanları anlamak ve tanımak adına kişilikle ilgili birçok
tanım ve sınıflandırma yapılmıştır. Psikiyatrinin gelişim sürecindeki her kuram
kişiliği kendi açısından tanımlamış ve değerlendirmiştir. Uluslararası
sınıflama sistemleri, DSM ve ICD ile birlikte araştırmacılar daha yaygın ve
ortak bir dil kullanımına yönelik çalışmalar içerine girmişlerdir. Kişiliğe yönelik
çalışmalarda ve klinik uygulamada kategorik ve boyutsal yaklaşımlar en
temel farklı yaklaşım biçimleridir. Kategorik yaklaşım kişiliğe birbirinden
farklı sınıflardan oluşan dikotomilerle yaklaşırken, boyutsal yaklaşım kişiliğin
belli boyutlardan oluşan bir yapı olduğunu öne sürerek bu boyutlar temelinde
kişiliği anlama ve tanımlamayı amaçlamıştır. Kişiliğe ilişkin bu güne kadar
oluşturulmuş tanımlar ve geliştirilmiş araçlar değerlendirildiğinde hepsinin bir
takım avantaj ve dezavantajlara sahip oldukları görülmektedir. DSM-5 tanı
sınıflamasının kişilik bozukluğuna ilişkin öneriler içeren bölümü incelendiğinde kişilik bozuklukları tanı grubunun yeni bulgular ve eleştiriler doğrultusunda
yeniden yapılandırılmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu yazıda
kişiliğin tarihsel süreçteki tanımı, kişiliğe boyutsal, kategorik ve bilişsel yaklaşımlar, kişiliğin ölçüm ve değerlendirmesinde kullanılan araçların özellikleri
gözden geçirilmeye çalışılmıştır.
Geçmişten buyana insanın öznel tanımında kişiliği ile ilgili özellikleri
anlamak önemli bir yere sahip olmuştur. Kişilik, psikiyatrik rahatsızlıkların
tanı ve sınıflandırma süreci içinde DSM (Diagnostical and
Statistical Manual of Mental Disorders – Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve
İstatistiksel El Kitabı)de yer alan eksen-I tanıları için en önemli karıştırıcı
faktör özelliği taşımaktadır. Bu durum eksen-II de değerlendirilen kişilikle
ilgili tanım ve özelliklerin daha iyi anlaşılmasının önemini arttırmaktadır. Her
iki eksenle ilgili yapılan güncellemeler bu tanıma ve anlamada kullanılan yeni
ölçeklerin ve enstrumanların gelişimine yol açmaktadır. Bu gün DSM-V bu
gelişim sürecininde, kişiliğe hangi bakış açısından bakılması gerektiği ile ilgili
revizyona girme gereği içerisinde olmuştur. Bu yazı kişiliğin tarihsel gelişimini
içerinde bu gün içinde bulunduğu duruma yapısal bir bakış sağlamayı amaç-
lamaktadır. Bu güne kadar oluşturulmuş ölçeklerin özellikleri ile ilgili bilgi
sunularak, kişiliğin daha iyi anlaşılmasında faydalı olacağı düşünülmüştür.
Gılgamış’tan DSM-V’e Tarihçe
Kişilik, bireylerin düşünce, duygu ve davranış gibi psikolojik tepkilerindeki ve
farklılıkları belirleyen sadece yaşanan an, içinde bulunulan biyolojik durum
veya sosyal ortam ile açıklanamayan biçimde süreklilik gösteren özellikler ve
eğilimler olarak tanımlanabilir.[1] Kişilik bu anlamıyla psikolojik tepkilerin
göreceli olarak önemli ve kalıcı yönlerini içermektedir. Bir çok kuramcıya göre
kişilik bireyle ilgili zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel nerdeyse hemen her şeyi kapsar.[2] Kişilik bozukluğu ise bu psikolojik özelliklerde kalıcı ve süreklilik
gösteren biçimde beklenen normların dışına çıkılmasıdır.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin ruhsal hastalıkları sınıflandırma sistemi
olan DSM-IV’te kişilik bozukluğu, bireyde kendisini öznel sıkıntı ve/veya
toplumsal - mesleki işlevsel bozuklukla ortaya koyan biçimde, uzun süreli
uyum bozukluğu ve katı eğilimlerin var olması şeklinde tanımlanmıştır.[3]
Dünya Sağlık Örgütü’nün ICD-10 sınıflama sisteminde ise kişilik bozukluğu,
kişiliğin birden çok alanını kapsayan biçimde bireyin karakter oluşumunda ve
davranış eğilimlerinde kişisel ve sosyal olarak bozulmaya yol açacak biçimde
ortaya çıkan şiddetli bozukluk olarak tanımlanmaktadır. ICD-10’a göre kişilik
bozukluğu kendisini süreklilik gösteren biçimde duygulanım, uyarılma, dürtü
kontrolü, algılama ve düşünme biçimi ve diğerleriyle kurulan ilişkiler gibi
alanlarda belirgin biçimde uyumsuz tutum ve davranışlarla gösterir.
Geçmişten bu yana insan kişiliğini ve kişilik özelliklerini anlamaya yönelik
belli tanımlar yapılmıştır. Bunlardan en eskisi Sümerlere ait olan Gılgamış
destanındaki cesaretli, kibirli ve asi yürekli tanımlamalarıdır.[4] Hipokrat
vücut sıvılarının renklerine göre mizaç yapılarını dört gruba ayırmış ve yakla-
şım 5. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar genel kabul görmüştür. Vücut sıvılarından
safranın kararması ile melankolik kişilerde kaygı ve depresyona eğilim, safranın
sararması ile kolerik mizaçlıların iritabl ve aktif kişiler olması ilişkilendirilmiştir.
Aşırı balgamlı (flegmatik) mizaca sahip olanların ağırkanlı, duygusuz
ve soğukkanlı oldukları, iyimser (sanguine) kişilerde ise mizacın başlıca vücut
sıvısı olarak kanla temsil edildiği ve bu kişilerin iyimser oldukları tanımlamış-
tır.[5] Ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde kişiliğin bir bozukluk olarak görü-
lebileceği ve bu bozuklukta karakter, yapı, mizaç ve kendiliğin önemli olduğu,
özellikle de duygulardaki sapmanın etkisi belirtilmiştir.[6]
Prichard 1835’te kişilik bozukluğuna yönelik daha detaylı tanımında; hislerde,
huyda ve alışkanlıklarda tek başına veya bütünü ile bozukluğun ortaya
çıktığını vedavranış bozukluğunun yaşam boyu sürdüğünü, dirençli olduğunu,
mental yetmezlik gibi bir entelektüel bozulmaya bağlı olmadığını belirterek
bozukuluğun şiddetinin ataklar döneminde arttığını vurgulamıştır.
Prichard ayrıca, bu durumun bir akıl hastalığı olmadığına da dikkat çekmiştir.[7] Başka bir kişlik kuramcısı Koch’a göre ise kişiliğin sapması, kişinin
kendisini diğer insanlardan daha aşağılık görmesi (psikopatik aşağılanma)
ortaya çıkmaktadır.[7]
Yirminci yüzyıla gelindiğinde Schneider’in kişinin yapısında bozulma ve
bu özelliklerin aşırı sapması ile oluşan 10 farklı kişilik bozukluğu tipi
(depresif, hipertimik, fanatik, patlayıcı, labil, duyarlı, anankastik, astenik ve dikkat arayışı) tanımladığı görülmektedir.[6] İzleyen yıllarda vücut tiplerinin
kişilikle ilişkili olduğundan hareketle Kretschmer kişiliği vücut tiplerine göre
sınıflandırmıştır. Kretchmer’in sınıflandırmasını 1942’de Sheldon üç primitif
embriyonik tabaka (endoderm, mezoderm ve ektoderm) ile uyumlu olarak
düzenlemiştir. Endomorf olanların iyi gelişim özelliklerine sahip, sosyal görünümlü, etkin ve konforlarına düşkün olduğu; mezomorf olanların atletik bir
vücuda sahip, baskın karakterde ve enerjik olduğu; ektomorf olanların ise ince
ve zayıf fiziksel özelliklerle birlikte kendilerini sınırlayan, duyarlı ve utangaç
kişiler oldukları tanımlanmıştır. Aynı zamanda Kretschmer ve Sheldon bu
kişilik tiplerinin ana ruhsal bozukluklara yatkınlık oluşturduğuna inanmışlardır.[5]
Yirminci yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran psikanalitik kuramın kurucusu
Freud’da kişilik gelişimi konusunda bir kuram geliştirmiştir. Freud’a
göre çocukluğun özellikle ilk beş yaşının erişkin kişilik işlevlerinde önem ta-
şımaktadır ve yaşamın erken dönemindeki cinsel dürtülerin çevresindeki
psikososyal çatışma gelişimi şekillendiren başlıca etkendir. Freud cinsel dürtü-
lerin gelişiminde biyolojik gelişme, çevresel ve sosyal yapının etkisinin önemini
de vurgulamış ve psikoseksüel gelişim dönemlerini (oral, anal, fallik, latent,
genital) tanımlamıştır.[8] Psikanalitik okulda yer alan Karl Abraham’da karakter
formasyonu üzerine odaklanarak anne ve çocuk arasındaki erken dönem
ilişkilerin önemini vurgulamış ve Freud’un psikoseksüel gelişim dönemlerini
daha ayrıntılı olarak tanımlamıştır.[8] Kişilik gelişimi açısından psikanalitik
okulda yaygın kabul gören Freud’un dürtü teorisini Horney, Fromm ve
Sullivan kabul etmeyerek sosyal oryantasyon yapısı üzerine odaklanmışlardır.
Bu çerçevede Fromm karakter teorisi üzerine dört nevrotik mekanizma (mazoşizm,
sadizm, yıkıcılık ve otomatik uygunluk) ve beş karakter tipi (kabullenici,
istifci, tüketici, sömürücü ve üretici) tanımlamıştır.[8]
İnsan gelişiminin yaşam boyu sürdüğü gözleminde bulunan Erikson ise kişiliğin gelişimini somatik düzeyde (organ-işlev), ego düzeyinde ve toplumsal
düzeyde incelemiştir. Ek olarak kişilik sisteminin içine bireyin geçmişini,
sosyolojik, antropolojik ve biyolojik bilgileri dahil etmiş ve kişinin psikolojik
gelişimindeki sekiz evre için zon, mod ve modalite kavramlarını kullanmıştır.[9]
Kişilik kuramlarında yapılan tanımlamalarla uyumlu olan dönemlerde kişiliği anlamaya yönelik birtakım değerlendirme araçları da geliştirilmiştir.
Değerlendirme araçlar nesnel ölçüm yapan testler veya projektif olarak tanımlanan
öznel değerlendirme yapan testler olarak iki gruba ayrılabilir. Yapısal
değerlendirmede kullanılan testler arasında en sık kullanılanı Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteridir (Minnesota Multiphasic Personality InventoryMMPI).
Soruları doğru/yanlış biçiminde uygulanan bir testtir. Projektif testler
arasında en sık kullanılanlar ise Rorschach ve Tematik Algı Testi(Thematic
Apperception Test -TAT)dir. Rorschach yönteminde birey mürekkep lekelerinden
oluşan resim serilerinde gördüğü şeyleri tanımlar. Kişinin bu belirsiz
şekilleri altta yatan kişilik yapısını yansıtacak biçimde tanımladığı varsayılarak
bu tanımlar aracılığıyla kişilik değerlendirilir. TAT yönteminde ise kişiye
siyah ve beyaz içerisinde çeşitli insan figürleri olan resimler gösterilerek bu
resimlerde gördüğü kişi ve olaylara ilişkin öyküler anlatması istenir. Kişinin
kurguladığı öykülerin kendi kişiliğini yansıttığı düşünülerek test yorumlanır.
Her iki test de psikanalitik kavramlara dayandığı için tekrarlanabilirlik ve
güvenilirlik sorunları olan testlerdir.[5]
Analitik kuramda Freud’dan ayrılan görüşlere sahip olan Jung benzer şekilde,
kişilik kuramında analitik bakış açısından farklı olarak tipolojinin etkisine
vurgu yapmıştır. Jung, kişiliğe yönelik içedönük (introvert) ve dışdönük
(extrovert) bireyler tanımları getirerek tipolojiden boyutsal özelliklere geçiş
niteliği taşıyan tanımlar getirmiştir. Bu özellikler, başta Eysenck tarafından
olmak üzere birçok kişilik teorisyeni tarafından değiştirilerek kullanılmış ve
kişilikle ilgili değerlendirmelerin tipolojiden boyutsal özelliklere geçişinde
zemin oluşturmuştur.[5]
Kişilik ve Kişilik Bozukluklarına Yönelik Boyutsal Yaklaşım
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren kişiliğin boyutsal özellikleri temel
alınarak, tipolojik modelden yapısal gelişimsel modele geçiş olmuştur.[4]
Kişilik yapısını tanımlamadaki deneysel yaklaşımlar ilk olarak dil üzerine
yapılan çalışmalarla başlamıştır. Sözcükler üzerine (lexical) yapılan araştırmalar
dilin sosyal etkileşimde kullanılmasından dolayı dilin doğallığında kişilik
özelliklerinin etkisi olduğu noktasından hareket etmiştir. Gordon Allport ve
Henry Odbert kişilikle ilgili özelliklerin bir sözlük niteliğinde ilk kapsamlı
listesini oluşturmuşlardır. Yıllar içerisinde yapılan çalışmalarla bu özellikleri
tanımlayan binlerce kelime elde edilmiştir. Daha sonrasında bu kelimeler
faktör analizi yöntemi ile beş faktörde (big five) tanımlanacak biçimde şekillendirilmiştir.
Bu sürecinin başlangıcındaki en önemli temsilcilerden olan
Cattel 1973’te karmaşık kişilik çeşitleri arasında 16 farklı boyutu, Eysenck ise
1975’te kişiliğin dışadönüklük-içedönüklük (extraversion-introversion) ve
nörotizm-stabilite biçiminde iki boyutunu tanımlamıştır. 1980’de Costa ve
McCrae üçüncü faktör olarak yaşantıya açıklığı (openness to experience), 1987’de uzlaşmacılık (agreeableness) ve vicdanlılık (conscientiousness) olarak
iki faktör daha eklenmiştir.[4,5,10]
Büyük beş faktör, kişilik bozukluklarını normal kişilik özelliklerinin basit
ve aşırı varyasyonları olarak görmektedir. Büyük beş faktör ile ilgili sonraki
çalışmacılardan Costa ve McCrae bu sözcüksel (lexical) faktörlere karşı oluşturulmuş
eleştiriler doğrultusunda çalışmalarını genişleterek beş faktör modelini
(Five-Factor Model; FFM) oluşturmuşlardır.[109 Costa ve McCrae’ye göre
FFM kişiliği bir bütün olarak ele almaktadır. Kişilik özelliklerinden uyum,
başa çıkma, savunma, dengeleme ve düzenleme, kişinin dengeli bir yapıya
sahip olmasını sağlamaktadır. FFM sözcüksel çalışmalarda kullanılan tarihsel
bir araç olmakla birlikte, birçok araştırmacı kişilikteki bireysel farklılıkları
FFM’nin faktörleri ile tanımlamayı yeğlemişlerdir.[4,5,10] Bu faktörler;
nörotizm (anksiyöz, kaygılı, kötümser, kendine güvende eksiklik), dışa dönüklük
(aktif, sosyal, arkadaş çevresi geniş, sempatik), yaşantıya açıklık (farklı ilgi
alanlarına yönelme, meraklı, yeni fikirleri eğlenceli görme), vicdanlılık (organize
olma, güvenilir olma, mükemmelliyetçi), uzlaşmacılık (kuşku duymayan,
alçak gönüllü, yumuşak başlı, yardım sever, kolayca yararlanılabilir) olarak
tanımlanmıştır.[10] Tanımlanan bu beş faktöre çocuk ve ergenlerde
irritabilite ve aktivite olarak iki boyut daha eklenmiştir.[11,12]
Beş faktör modeli aynı zamanda normal ve anormal kişilik yapısını anlamaya
yönelik çalışmalar için de zemin oluşturmuştur. Zuckerman ve arkadaş-
ları, normal ve anormal kişilik yapılarının değerlendirilmesinde, hiyerarşik
olarak üç faktör düzeyi (dışadönüklük-sosyallik, nörotizim-duygusallık ve
psikotizm- sosyal olmayan dürtüsel duyuların aranması) saptamıştır.[13] Hiyerarşik
kişilik modellerine yönelik çalışmasında Digman aşırı yüklenmiş iki
faktör (alfa ve beta) bulunduğunu göstermiştir. Bunlardan alfa olarak adlandırdığı
nörotizm, uzlaşmacılık ve vicdanlılık, beta olarak adlandırdığı ise dışadönüklük
ve yaşantıya açıklığı içermektedir.[14] Markon ve arkadaşlarının
yaptığı meta analiz sonucunda bu değerlendirmeye ek olarak, alfa içerisinde
negatif duygulanım ve disinhibisyon, beta içerisinde de pozitif duygulanımı
barındıran üç büyük faktör elde edilmiştir.[15] Costa ve McCrae’de bu beş
faktörün daha ayrıntılı olarak tekrar değerlendirmiş ve bu çalışma sonucunda
her bir özellikle ilgili altı yönün belirlendiği “NEO Personality InventoryRevised;
NEO-PI-R” ölçeğini geliştirmişlerdir.[10,16] Böylelikle kişiliğin
boyutsal değerlendirmesine yönelik olarak, sıklıkla başvurulan FFM’ye ek
olarak “NEO-PI-R” kişilik testi de envantere eklenmiştir.
DSM ve Kategorik Yaklaşım
DSM-III’ün yayınlanması ile kişilik bozukluğunun tanımlanmasında davranış,
bilişler, duygulanım, kişilerarası ilişkiler ve dürtükontrol örüntüleri daha
çok dikkate alınmaya başlamıştır.[17,18] Kişilik bozukluklarını sınıflandırmada
DSM kategorik ve hiyerarşik bir sınıflandırma tarzı kullanmıştır. DSM-III,
1980’de yayınlandığında kişilik bozuklukları için iki önemli yenilik yapılmış-
tır. Bunlardan ilki kişilik bozukluklarının beş eksenli sistemde ikinci eksende
(eksen II) ayrıca kodlanmasıdır. İkinci yenilik kategorik olarak sınıflanmış 11
kişilik bozukluğu için tanı ölçütlerini içeren rehber oluşturulmasıdır.[18]
DSM-III’te kişilik bozuklukları monotetik ve politetik ölçütlerle tanımlanmaktadır.
Monotetik ölçütlere sahip kişilik bozuklukları için tüm ölçütlerin
karşılanması gerekli iken, politetik kişilik bozukluğu için aynı kişilik bozukluğuna
yönelik farklı belirti varyanslarına izin verilmektedir. Daha sonrasında
geliştirilen DSM-III-R’de ise tüm kişilik bozuklukları politetik ölçütlerle
tanımlanmıştır. DSM-III yayınlandıktan sonra pozitif tanı için gerekli kesme
puanları tartışmaya açılmış ve DSM-III-R ile DSM-IV’te düzenlemeler yapılmıştır.[6]
DSM-IV’te 10 kişilik bozukluğuna yönelik yaklaşık 7 ile 9 soruluk
politetik ölçüt oluşturulmuş ve yaklaşık olarak 5 ölçütün karşılanması
kişilik bozukluğu için kesme noktası olmuştur. Hiyerarşik sınıflandırma kapsamında
kişilik bozuklukları üç kümede toplanmıştır: A kümesi tuhaf/ekzantrik
(şizotipal, şizoid ve paranoid), B kümesi dramatik/dengesiz
(antisosyal, borderline, histrionik ve narsistik) ve C kümesi anksiyöz/inhibedir
(çekingen, bağımlı ve obsesif kompulsif).[3]
Gunderson, eksen II’ye yönelik kişilik bozukluklarının şiddeti ve işlevsel
bozulmaların tanımını içeren hiyerarşik bir model geliştirmiştir.[19] Bu modelde
özellik bozukluğu (obsesif kompulsif, histrionik, çekingen ve bağımlı
kişilik bozuklukları) normale yakın olarak değerlendirilirken, orta düzeyde
şiddetli olan bozukluklar kendilik bozukluğuna (şizoid, narsist, antisosyal ve
borderline kişilik bozukluklarını) karşılık gelmektedir. Psikoza yakın olan ise
spektrum bozukluğu (şizotipal, paranoid ve depresif kişilik bozuklukları) olarak
tanımlamıştır.[19]
Kernberg kişilik patolojilerini psikodinamik yapı ile açıklayan, kategorik
ve boyutsal özellikleri içeren bir sınıflandırma yapmıştır. Orta-düşük düzeyde
karakter bozulması ile giden grup nörotik (histerik, obsesif kompulsif ve
depresif kişilik bozuklukları), daha şiddetli olanlar borderline kişilik organizasyonu
(narsisistik, pasif agresif, antisosyal, şizoid ve paranoid kişilik bozuklukları)
ve en şiddetli uç psikotik sınıf olarak adlandırılmıştır.[2] 1995 yılında bu sınıflandırmayı değerlendirmede kullanılan Kişilik Organizasyon Envanteri
(Inventory of Personality Organization; IPO) geliştirilmiştir.[20,21]
Kernberg’in ve DSM’in sınıflandırmalarında yer bulan kategorik sınıflandırmanın
en önemli dezavantajları, klinik pratikte hastaları anlamada ve değerlendirmede
doyurucu olmaması, eştanı dağılımının fazla olması, belirti ve
özelliklere yönelik heterojen dağılım göstermeleridir.[22]
Kategorik ve Boyutsal Yaklaşımların Karşılaştırılması
DSM kişiliği kategorik bir perspektiften değerlendirirken, boyutsal perspektif
genel kişilik yapısının uyumuna yönelik değerlendirmede bulunur.[22] Kişilik
bozukluklarındaki kategorik yaklaşım tanının var ya da yok olduğu yönünde
hareket ederken, boyutsal yaklaşım kişilik özelliklerini değerlendirir. Boyutsal
yaklaşımı savunanlar doğadaki haliyle kişilikteki bozulma denen şeyin normalin
bir uzantısı olabileceğini savunmaktadırlar. Buna göre normalle anormal
arasında kategorik bir ayrım yoktur, bir süreklilik söz konusudur. Kategorik
yaklaşımda ise oluşturulan dikotomiler keyfi veya yapay bir şekilde oluşturulmakta;
normal ve patolojik kişilik arasındaki süreksizlik vurgulamaktadır.[23]
Boyutsal model, özellik ve belirtilerin eşik değerleri hakkında daha doyurucu
bilgiler vererek kategorik tanıların aralarındaki sınırın ve heterojen belirtilerin
anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.[22]
İki yaklaşımı karşılaştırmaya yönelik çalışmalarda kategorik değerlendirmenin
hasta ve bilgi verenin ifadeleri doğrultusunda belirlenen bir tanıya yol
açtığı, dolayısı ile de tanısal güvenilirliğinin düşük olduğu buna karşılık kişilik
özelliklerine yönelik boyutsal değerlendirmenin güvenilirliğinin yüksek olduğu saptanmıştır.[24] Kişiliğin boyutuna yönelik bilgiler, araştırmacılar tarafından
kişilik bozukluğunun kategorisini desteklemede ve belli ortak uyum
yönelik olmayan özellikleri belirlemede de sıklıkla kullanılmaktadır.
Kişiliğe ve Kişilik Bozukluklarına Bilişsel Yaklaşım
Bilişsel kuramın psikopatoloji anlayışına göre ruhsal yaşamda temel düzenleyici
süreç bireyin düşünsel-bilişsel yanıdır.[25] Kurama göre bireyin yaşantılarını yapılandırma ve anlamlandırma şekli, nasıl hissettiğini ve davrandığını
etkiler. Bilişsel kuramın kişiliğe bakışı, bilgi işlemleme ve davranışları yönlendirmede
şemalar ile çekirdek inançların önemini vurgular ve kişilik patolojilerini
değerlendirmede kategorik bir yaklaşımdan ziyade boyutsal yaklaşımın
kullanımını ön plana çıkarmaktadır. Bilişsel kuram çerçevesinde kişiliği değerlendiren
iki önemli değerlendirme aracı bulunmaktadır: Kişilik İnanç Ölçeği (Personality Belief Questionnaire; PBQ) ve Young Şema Anketi (Young
Schema Questionnaire).[25,26]
Şema modları o an içinde kişide aktif olan, duygusal durumlar ve başa
çıkma tepkileri olarak tanımlanır. İşlevsel olmayan bir şema modunun aktive
olması güçlü duygular ile katı başa çıkma tepkilerinin ortaya çıkmasına neden
olur ve bu durum da bireyin davranışlarını belirler ve yönlendirir.[26]
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Kişilik bozukluklarının ölçümü ve sınıflandırılmasındaki yaklaşım üç grupta
değerlendirilebilir. Bunlar;
1. Kişinin kendisinin işaretlediği ve öz değerlendirme yaptığı sorular (Kişi
soruları doğru-yanlış yada derecelendirme biçiminde işaretler)
2. Yapılandırılmış-yarı yapılandırılmış görüşmeler (Deneyimli ve eğitimli
görüşmeciler kişilerle yüz yüze görüşür.)
3. Kişinin yakın çevresinden birisi ile görüşmedir.[5]
Bu ölçme ve sınıflandırma araçlarının belli ortak özelliklerin olması beklenmektedir[27].
Bu özellikler şunlardır;
1. Geçerlilik özellikleri: Psikiyatrik tanı sistemlerinde kullanılan iki bile-
şenden birincisi taksonomi (tanı gruplarının belirlenmesi) ikincisi de
tanının kendisidir. Kişilik bozukluklarındaki araştırmalar taksonomi
üzerine odaklanmıştır. Tanı ölçütleri incelendiğinde esas olarak değerlenmeyi
yansıtan üç ölçüt bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; tanımın
tutarlı (sendromun tamamen tanımlanıp tanımlanmayacağı) ve kapsamlı
(patolojik spektrumun ne kadar kapsandığı) olmasını sağlayan
“içsel ölçütler”dir. İkincisi; etyolojik faktörler, tedaviye cevap, uyum
düzeneklerinin düzeyi ve laboratuar bulgularını kapsayan “dışsal ölçütler”dir.
Üçüncüsü de; tanı sistemindeki klinik bulgular ve güncellenmiş
kullanımlarını oluşturan “klinik ölçütler”dir. Tanı yöntemlerinin gü-
venilirliği yüksek ve kişilik patolojilerinin spektrumunu kapsayıcılığı
geniş olmalıdır.[27]
2. Test-tekrar test (test-retest) uygulaması: İyi çalışan bir teste verilen yanıt,
belli bir süre sonra aynı kişi tarafından tekrarlandığında elde edilen
yanıtla benzer olmalıdır. Bununla birlikte, Zimmerman eksen I bozukluklarına
bağlı akut alevlenme döneminde bu durumun yanlış pozitiflik
gösterebileceğini vurgulamıştır.[6]
3. Yanlış negatif ve yanlış pozitiflik: Kişinin kendisinin doldurduğu testler
ekonomik tarama araçları olarak değerlidir ancak kişilik bozukluklarında kullanılan tarama testleri özellikle yanlış pozitif tanı koyma eğilimindedirler
ve bu durum beklenebilir bir sonuçtur. Buna karşılık, asıl
önemli olan ve engellenmesi gereken durum, tolere edilemeyecek düzeyde yanlış negatif sonuçla karşılaşmaktır.
4. Kişi ve bilgi veren arasındaki tutarlılık: Kişilik bozukluklarının ölçülmesindeki
en önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır. Kişi ve bilgi
veren, benzer bir davranışı farklı tanımlama eğiliminde olabilir.[28]
5. Ölçeğin uygulama kolaylılığı: Uygulanan ölçeğin tamamlanma süresi,
kişinin bu ölçeğe uyumunu ve soruları güvenilir olarak yanıtlamasını
etkilemektedir.
Kişilik ve Kişilik Bozukluklarını Değerlendirme Araçları
Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri
(The Minnesota Multiphasic
Personality Inventory;MMPI-2)
Klinik araştırmalar ve pratikte çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Kişinin
kendisinin “doğru”, “yanlış” ve “bilmiyorum” biçiminde yanıtladığı 566
sorudan oluşan objektif bir kişilik testidir. McKinley ve Hathavay tarafından
geliştirilmiş olan test, Savaşır tarafından Türkçeye çevrilmiş, Erol tarafından
geçerliliği yapılmıştır.[29,30] Üç geçerlilik ölçeği (L:yalan, F:uyum ve
K:savunma-inkar) ve 10 klinik ölçeği (Hs:hipokondriyazis, D:depresyon,
Hy:histeri, Pd:psikopatik sapma, Mf:erkeklik-kadınsılık, Pa:paranoya,
Pt:psikasteni, Sc:şizofreni, Ma:hipomani ve Si:sosyal içe dönüklük) bulunmaktadır.
Testin güvenilirlik değeri 0.51 ile 0.89 arasında bulunmuş-
tur.[29,30] Çok yaygın kullanılmasına karşın heterojen ölçek içeriği, örtüşen
ölçeklerinin olması ve tutarlı bir ölçüm yönteminin bulunmaması eleştirilmektedir.[31,32]
DSM-IV için Yapılandırılmış Klinik Görüşme
(Structured Clinical
Interview for DSM-IV;SCID-II)
Popüler kullanımı olan SCID’in eksen II için hazırlanmış modülüdür (SCIDII).
Kişilik bozukluklarına yönelik 113 soru bulunmaktadır.[33] Bu soruların
görüşme öncesi olgu tarafından doldurulması görüşmenin süresini azaltmada
faydalı olabilir. Bununla birlikte bilgi verenbir başka kişiden de yararlanılması
önerilmektedir. Yüz yüze görüşme sürecinde soruların değerlendirilmesi yok
(1), eşik altı(2) ve eşik üstü(3) biçiminde puanlanır. Bu değerlendirme aracı-
nın test-tekrar test değeri k=0.68 ve görüşmeciler arası güvenilirlik değeri
k=0.71 olarak bulunmuştur. Görüşme yaklaşık bir saatte tamamlanır.[33]
NEO Kişilik Envanteri (NEO Personality Inventory-Revised; NEO-PI-R)
Beş faktör modelinin boyutlarını değerlendirmede kullanılan 240 soruluk bir
envanterdir. Her bir faktör a yönü ile temsil edilmektedir. Bunlar özgül kişilik
özelliklerini yansıtmaktadır. Sorular beş seçenekli likert tipi ölçekten (“kesinlikle
katılıyorum”dan “kesinlikle katılmıyorum”a doğru) oluşmaktadır. Sorulardaki
nadiren ve sıklıkla terimleri kişilik özelliklerini tanımlamadaki eğilimi
göstermektedir. Her bir faktör için Cronbach’ın alfa değerleri; nörotizm (N)
için 0.92, dışa dönüklük (E) için 0.89, deneyime açıklık (O) için 0.87, uzlaş-
macılık (A) için 0.86, ve vicdanlılık (C) için 0.90 bulunmuş ve test-tekrar test
için de sırasıyla 0.79, 0.79, 0.80, 0.75, 0.83 değerleri elde edilmiştir. Bu envanterin,
kişinin kendisinin doldurduğu form (form S) ile gözlemci izlem
formu (form R) versiyonları bulunmaktadır. Bu iki formun güvenilirlik değerleri
de yüksek bulunmuştur.[10] Beş faktör modeline yönelik yapılan çalışmalarda,
cinsiyet ve yaş arasında tutarlılık olduğu gösterilmiştir.[34,35] Genel
tıbbi rahatsızlıklardan (kalp hastalıkları vb.) sağlıklı yaşama kadar birçok alanda
kişilik özelliklerinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır.[36,37]
Kişiliğin Üç Boyutlu Ölçümü (Tridimensional Personality
Questionnaire;TPQ)
Bu ölçek ile Mizaç ve Karakter Envanteri (Temparament and Character
Inventory-TCI) Cloninger tarafından geliştirilmiştir. Bu ölçekte kişinin kendi
kendine yanıtladığı 100 soru bulunmaktadır. Yenilik arayışı, zarardan kaçınma
ve ödül bağımlılığından oluşan üç temel kişilik boyutunu ölçmek için
geliştirilmiştir. Bu envanter, öğrenme tarzlarının nöroanatomik ve
nörofizyolojik yapılarını kapsayacak, biyolojik ve sosyal temeller üzerine oturtulmuştur.
TPQ bir çok dilde bulunmaktadır. 20-30 dakikada tamamlanmaktadır.[38]
Daha sonrasında TPQ’nun mizaç özelliklerine sebat etme, karakter
boyutuna ise kendini yönetme, işbirliği yapma ve kendini aşma biçiminde üç
özellik eklenerek mizaç ve karakter envanteri (TCI) oluşturulmuştur. Bu nedenle,
TCI kişilik bozukluklarını değerlendirmede yedi faktörlü bir model
özelliği taşımaktadır. Doğru ve yanlış biçimindeki 240 sorudan oluşmaktadır.[39,40]
Özellikle psikosomatik hastalıklarda bu psikobiyolojik modellemenin
hastalığı anlamada faydalı olabileceği düşünülmektedir.[41]
Tanıda Prototip Eşleme Yöntemi
Bu yöntemde kişiye herhangi bir kişilik bozukluğuna ait prototip özellikleri
içeren bir kart okutulmaktadır. Buradaki ifadelerin kendisine ne kadar benzediğine yönelik 1 ile 5 arasında derecelendirme yapması istenmektedir. Buna
göre: 1.eşleşme yok (bozukluğu tanımlamamakta); 2.önemsiz düzeyde eşleşmekte (bu bozukluğa ait çok az özellik taşımakta); 3.orta düzeyde eşleşme var
(bu bozukluğa ait anlamlı özellikler taşımakta); 4.iyi düzeyde eşleşme var (tanı
geçerlidir); ve 5.çok iyi eşleşiyor (prototip olgu). DSM’nin yeni sürümlerinde,
özellikle politetik tanıların uygulamasındaki sınıflandırmalarda daha güvenilir
bulunmaktadır.[42] Bu yaklaşımın faydalarından ilki, klinisyenin bütünün
tamamındaki içeriği göz önüne alarak mevcut bireysel ölçütleri tanımlamasını
sağlamasıdır. Her bir belirti bütün ile bağlantılıdır, tanı için bir belirtinin
olması yeterli değildir. İkincisi; tanı koymak için pratik bir yöntemdir ve
DSM’deki belirtileri saymaktan kolaydır. Üçüncüsü; klinisyen ve araştırmacı
için kategorik (var/yok) yaklaşımdan ziyade boyutsal yaklaşıma sahiptir.[42]
Prototip eşleme yöntemi, esas olarak kişiliğe boyutsal yaklaşımda bulunmakta
olup kategorik yaklaşıma da izin veren melez bir yöntemdir.[43]
Shedler-Westen Değerlendirme Prosedürü-200
(Shedler-Westen
Assessment Procedure-200;SWAP-200)
SWAP-200 kişilik özelliklerini tanımlayan 200 durumdan oluşur. Bu özelliklerin
tanımları yedi yıllık bir araştırma süreci sonrasında klinisyenlerin ortak
deneyim ve gözlemlerinden oluşturulmuştur.[44] Bu süreçte savunma düzenekleri,
baş etme yöntemleri ve kişiler arası ilişkilerdeki patolojiler incelenmiş-
tir. Geçmiş 50 yıllık bilgi birikimi ışığında DSM-IV ve ICD-10 kişilik bozuklukları
ölçütlerinin bir karması biçiminde oluşturulmuştur. Bu ifadeler, yalnızca
tanı koymak için değil, aynı zamanda kişiliği tanımaya da yöneliktir.
Hastaların tanımlanması sekiz kategori içerisinde Q-yerleştirme yöntemi ile
değerlendirilir. Bu puanlama 0 değeri (açıklayıcı olmayan) ile 7 değeri (en
açıklayıcı olan) arasındadır. Web temelli versiyona www.psychsystems.net
adresinden ulaşılabilir. DSM-III ile DSM–IV’teki eksen-II ölçütlerini kapsamaktadır.
Q yönteminin kişilik bozukluklarındaki tanı sorunlarına yönelik
DSM-V için yeni bir bölümleme oluşturulabileceği bildirilmiştir. Hasta tarafından
tamamlanması ortalama 45 dakika sürmektedir.[44,45]
Kişilik Organizasyonu Envanteri (Inventory of Personality
Organisation; IPO)
Kernberg, kişilik yapısını psikoanalitik kuram temelinde nörotik, borderline
ve psikotik olmak üzere üç tabakada değerlendirmiştir.[46] Kernberg ve arkadaşları,
kişilik organizasyonunu değerlendirmek için kişinin kendisinin doldurduğu
IPO’yu geliştirmişlerdir. Bu ölçekte, ilkel psikolojik savunmalar, gerçeği değerlendirme ve kişilik karmaşası olmak üzere üç özellik değerlendirilmektedir.
Daha sonrasında bu üç özelliğe, agresyon ve ahlaki değerlerden
oluşan iki ölçek daha eklenmiştir. Bu test, 83 sorudan oluşan ve “asla doğru
değil:1” ile “her zaman doğru:5” arasında derecelenen beş seçenekli boyutsal
değerlendirmenin yapıldığı bir testtir.[47]
Uyumlu ve Uyumlu Olmayan Kişilik Yönleri Listesi
(Schedule for
Nonadaptive and Adaptive Personality; SNAP)
375 sorudan oluşan bu ölçeğin alt ölçekleri semptomatolojinin profilini tanımlamaktadır.
Özellikle güvensizlik, manipülasyon durumu, güvensiz bağlanma, kimlik problemleri, duygusal oynaklık ve kendine zarar verme gibi
altöleklerdeki yükselmeleri daha kesin tanımlayabilmektedir. Normal ve
anormal kişilik işlevleri arasında açık bir sınırın bulunmaması ve genel kişilik
yapısı ile ilgili belirgin bir düzenlemenin olmaması bu ölçeğe ait bir sınırlılıktır.
SNAP; olumsuz duygulanım, olumlu duygulanım, antagonizm ve kendini
sınırlama olarak başlıca dört mizaç boyutu taşır. Bu boyutlar FFM’nin kişilik
işlevlerindeki beş faktöründen dördünü iyi düzeyde karşılamaktadır. Ölçeklerin
iç tutarlılığı 0.76 ile 0.92 arasında, test-tekrar test güvenilirliği de 0.81 ile
0.93 arasında değişmektedir.[48,49]
Kişilik Bozukluğunun Boyutsal Değerlendirmesi
(Dimensional
Assessment of Personality Pathology-Basic Questionnaire; DAPP-BQ)
Beşli likert tipi sorulardan oluşan ankette kişilik bozukluklarının 18 düşük
boyutunu ve dört yüksek boyutunu ölçmeye yönelik 290 soru bulunmaktadır.
Düşük boyutta; anksiyete, kimlik problemleri, karşı gelme, ifadede kısıtlılık,
kompulsivite, uyaran arayışı, güvensiz bağlanma, boyun eğme, içtenlik ve
yakınlaşma sorunları, muhalefet etme, vurdumduymazlık, davranış problemleri,
düşünsel çarpıtma, duygulanımda oynaklık, narsisizim, sosyal çekingenlik,
şüphecilik ve red etme bulunmaktadır. Yüksek boyutta ise duygusal düzensizlik,
antisosyal davranışlar, inhibe olma ve kompulsivite bulunmaktadır. Bu
ölçeklerin iç tutarlılığı 0.83 ile 0.94 arasında, test-tekrar test güvenilirliği de
0.81 ile 0.93 arasında değişmektedir. Farklı dillerde çevirisi bulunan bu ölçek
yaklaşık olarak 45 dakikada tamamlanmaktadır.[50] 136 soruluk kısa bir
formu da bulunmaktadır.[51,52] Ergenlerdeki kişilik bozukluklarının boyutsal
özelliklerine yönelik ise ergen formu (DAPP-BQ-A) geliştirilmiştir. Bu
ölçek orijinal formunun yapısına uygun olarak duygusal düzensizlik,
antisosyal davranışlar, inhibe olma ve kompulsivite olmak üzere dört boyutta
iç tutarlılık göstermektedir.[53]
DSM-III-R’deki Kişilik Bozukluklarına Yönelik Yapısal Görüşme
(Structured Interview for DSM-III-R Personality Disorders:SIDP-R)
Her bir bölümün 10 soruda değerlendirildiği toplam 17 bölümden oluşan bir
ölçektir. Görüşmenin sonunda kişilik bozukluklarına ait ölçütlerin değerlendirildiği
bir özet bölümü bulunmaktadır. Görüşme, yaklaşık yarım saat ile iki
saat arasında tamamlanmaktadır. Görüşmeciler arası tutarlılık değeri 0.70
olarak bulunmuştur. Bu ölçekte, çevresindeki bilgi verenin de değerlendirmesi
yapılmaktadır. Bu bilgiler benzer soruların bazıları üzerine temellendirilmiş-
tir.[54,55]
Kişilik Değerlendirme Çizelgesi (Personality Assessment Schedule;
PAS)
Tyrer ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. 9 maddelik alt ölçekler kullanılarak 24 kişilik boyutu hakkında değerlendirmede bulunulur. Hastadan ziyade
bilgi verenle görüşme yapılması tercih edilmektedir. Anormal özelliklerin
neden olduğu sosyal bozulma veya mevcut mental durumun oluşturduğu
bozulmaların daha iyi değerlendirmesi yapılabilir. Hasta ya da bilgi verenle
görüşmenin yaklaşık bir saatte tamamlanması beklenir. Bu 24 kişilik boyutu;
karamsarlık, değersizlik, iyimserlik, labilite, anksiyete, şüphecilik, kendi dü-
şünce ve duygularını gözlemleme, utangaçlık, uzak durma, duyarlılık, hassasiyet,
sinirlilik, dürtüsellik, saldırganlık, vurdumduymazlık, sorumsuzluk, çocuksuluk,
çaresizlik, bağımlılık, teslimiyet, vicdanlılık, rijidite, tuhaflık ve
hipokondriyazis olarak tanımlanmıştır. Bu verilerin küme analizi yapılarak
anormal kişiliğe yönelik sosyopat, pasif-bağımlı, anankastik ve şizoid olmak
üzere 4 ana tip belirlenmiştir. Bu değerlendirme sonucunda; patlayıcı, duyarlı-
agresif, histrionik, astenik, anksiyöz, paranoid, hipokondriak, distimik ve
çekingen olmak üzere 9 alt başlık belirlenmiştir. Bu 24 kişilik boyutunun
detayları veya özgül ölçütleri tanımlanmamıştır. Değerlendirme, oluşan sosyal
bozulmanın derecesine göre oluşturulmuştur. Bu bozulma ICD-10 ve DSMIII-R’den
hareket edilerek değerlendirilmiştir. PAS kişilik bozuklukların değerlendirilmesinde geniş kapsamlı olarak kullanılmaktadır. Test-tekrar test ve
görüşmeciler arası güvenilirliğin yeterli düzeyde olduğu bulunmuştur.[56,57]
Hızlı Kişilik Değerlendirme Çizelgesi (Rapid Personality Assessment
Schedule; PAS-R)
Yaklaşık 10 dakikada kişilik durumunu değerlendiren bir ölçektir. PAS’ın
uzun versiyonu ile karşılaştırıldığında geçerli ve güvenilir bulunmuş ve duyarlılığı
%64 ve özgüllüğü %82 olarak saptanmıştır.[58]
Standardize Kişilik Değerlendirmesi (Standardized Assessment of
Personality; SAP)
Pilgrim ve Mann tarafından geliştirilen kısa, yarı yapılandırılmış, bilgi veren
kişi temelinde oluşturulmuş ve 10-15 dakikada tamamlanan bir görüşmedir.
Ölçek DSM-IV ve ICD-10 ile uyumludur. Geçerlilik değeri 0.76 olup kişilik
bozukluklarının bireysel kategorileri için 0.60 ve 0.82 arasında değere sahiptir.
Sekiz maddelik tarama sorusu öncelikli olarak 0-1 arasında dikotomik değerlendirme
yapması için kişiye verilir sonrasında bilgi veren kişi ile görüşülür.
Başlangıçta hastalık öncesi kişiliğinin tanımlanması istenmekte; daha sonrasında
belli alanlarda kişiliğin değerlendirilmesi yapılmaktadır.[59,60]
Millon Çok Yönlü Klinik Envanteri (Millon Clinical Multiaxial Inventory;
MCMI)
Genel kişilik yapısının organizasyonu; rahat-sıkıntılı, aktif-pasif ve kendidiğeri
biçiminde üç polaritede değerlendirilmiştir. Ölçeğin ilk formu olan
MCMI-I 1977’de geliştirilmiştir. Sonraki versiyon MCMI-II ise 1987’de
geliştirilmiştir. Bu ölçekteki kişilik ve karakter yapısı DSM-III-R ile bağlantı
taşımaktadır. Ölçek doğru-yanlış biçiminde işaretlenen 175 sorudan oluşmaktadır.
Ölçekte bulunan 20 klinik alt ölçek 3 geniş kategoride organize edilmiş-
tir. Bunlar dirençli kişilik özellikleri, mevcut belirti durumu ve patolojinin
düzeyidir. Son olarak 1994’te geliştirilen MCMI-III, DSM-IV’deki şemalarla
uyumludur. Kişinin kendisinin doldurduğu bu ölçek, kişilik bozukluklarının
değerlendirildiği klinik pratikte yaygın kullanıma sahiptir.[61,62]
Kişilik Tanı Sorgulaması (Personality Diagnostic Questionnaire; PDQ-R)
Hyler tarafından geliştirilen ölçek, doğru-yanlış biçiminde işaretlenen 189
sorudan oluşmaktadır. DSM-III-R’deki kişilik bozuklukları temel alınmıştır.
Birçok kişilik bozukluğu için yüksek özgüllük ve orta düzeyde duyarlılık elde
edilmiştir. Test-tekrar test çalışmalarında her bir kişilik bozukluğu için bağıntı
değerleri 0.62-0.99 arasında bulunmuştur.[63,64]
Erişkin Kişilik İşlevlerinin Değerlendirilmesi
(Adult Personality
Functioning Assessment; APFA)
Kişinin kendisi ve bilgi verenle yapılan bir görüşmedir. Kişinin sosyal işlevlerindeki
özellikler ve kişilerarası ilişkileri başlıca 6 alanda değerlendirilmektedir.
Bu özellikler; iş, aşk ilişkileri, arkadaş ilişkileri, sosyal ilişkilerdeki uzaklık,
müzakere kurma ve günlük baş etme durumlarını kapsamaktadır. İşlev bozukluğunun
şiddet ve yaygınlığı 0’dan 5’e kadar derecelendirilmektedir.[65,66]
Uluslararası Kişilik Bozukluğu Değerlendirmesi
(International
Personality Disorder Examination; IPDE)
Yarı yapılandırılmış 157 sorudan oluşan bir görüşme formudur. DSM-III-R
ve ICD-10’a göre ayrılmış sorular bulunmaktadır. Bu sorular; iş, kendilik,
kişiler arası ilişkiler, duygulanım, gerçeği değerlendirme ve dürtü denetimi
olmak üzere 6 başlıkta incelenmektedir. Yanıtlar 0-2 arasında puanlanmaktadır.
IPDE için; kişide bu belirtilerin en az beş yıl boyunca mevcut olması ve
25 yaşından önce belirtilerden en az birinin var olması gerekmektedir. İki saat
ile 20 dakika arasında tamamlanmaktadır.[67,68]
Iowa Kişilik Bozukluğu Taraması (The Iowa Personality Disorder
Screen; IPDS)
Yaklaşık olarak 5 dakikada tamamlanan, yapılandırılmış çok kısa bir görüşmedir. Genel kişilik bozukluklarına ait spesifik kriterleri sorgulayan 11 soru
bulunmaktadır. Duyarlılık ve özgüllüğünün iyi olduğu bildirilmiştir.[69]
Kişilik Patolojisinin Çok Kaynaklı Değerlendirilmesi
(Multi-source
Assessment of Personality Pathology; MAPP)
Oltmanns ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir.[70] Bu test 105 sorudan
oluşan 0-3 arasında derecelenen 4 maddelik likert tipi bir ölçektir. Ölçekteki
81 soru DSM-IV’deki 10 kişilik bozukluğu temel alınarak, 24 soru ise ek
kişilik özellikleri temel alınarak oluşturulmuştur. Ölçeğin geçerlilik değerleri
0,54 ile 0,74 arasında bulunmuştur.[70] Bu ölçeğin öz-bildirim formundaki
sorular ve bilgi verenin doldurduğu formdaki sorular birbirleriyle benzerlik
göstermektedir. Ancak, bu iki ölçek arasındaki tutarlılık, düşük ve orta düzeyde
(r = 0,11 ile 0,35) bulunmuştur. Bu ölçeğin SCID-II ve Personality
Diagnostic Questionnaire (PDQ) ile karşılaştırılması sonrasında, MAPP’nin
bu iki değerlendirme aracına göre daha konservatif olduğu saptanmıştır.[71]
Eysenck Kişilik Anketi (Eysenck Personality Questionnaire; EPQ)
Eysenck kişiliği başlangıçta nörotisizm ve dışa dönüklük biçiminde iki geniş
faktörde, sonrasında psikotizm faktörünü ekleyerek üç boyutlu bir yapıda
değerlendirmiştir. Dışa dönüklük boyutu sosyalliği ve dürtüselliği, nörotisizm
boyutu duygusal tutarlılık ve aşırı tepkisel davranışları, psikotisizim boyutu ise
soğukluğu temsil etmektedir. Ölçeğin uzun formu doğru-yanlış biçiminde
cevaplanan 90 sorudan oluşmaktadır. Nörotizm, dışa dönüklük, psikotizm ve
yalan olmak üzere dört faktörlü bir yapıya sahiptir. Yaklaşık olarak 15 dakika
gibi kısa bir sürede tamamlanmaktadır.[4,72] Ölçeğin kısa formu 48 soruluk
benzer dört alt ölçekten oluşmaktadır.[73] Ölçeğin kısa formunun da kısaltılarak 24 soruya indirildiği, gözden geçirilmiş kısa formu bulunmaktadır. Karancı
ve arkadaşları tarafından Türkçe’ye uyarlanan ölçeğin geçerli ve güvenilir
olduğu gösterilmiştir.[74] EPQ’nun bir çok farklı dile çeviri bulunmakta olup
50 farklı toplumda uygulanmıştır.[75]
Kişilik İnanç Anketi (Personality Belief Questionnaire; PBQ)
Türkçe’ye Kişilik İnanç Anketi (PBQ) olarak çevrilen anket, bilişsel kurama
ve klinik gözlemlere dayanarak Beck ve arkadaşları tarafından eksen-II bozuklukları
için geliştirilen, özel inanç ve varsayımlardan oluşmuş şemalar içermektedir.
Bu şemalar DSM-IV’deki 9 kişilik bozukluğuna karşılık gelmektedir.
Her bir kişilik bozukluğu için 14 sorudan oluşan toplamda 126 madde içermektedir.
Kişilik inançları anketi klinikte; bilişsel bir profil çıkartmak ve tedavide
kullanılabilecek disfonksiyonel inançları tanımlamada kullanılabilir. PBQ
geliştirildiği 1991 yılından bu yana hem normal popülasyonda hem de psikiyatrik
hastalarda kullanılmıştır. PBQ’nun orijinal formunun Türkçe geçerlilik
ve güvenilirlik çalışması Türkçapar ve arkadaşları tarafından yapılmış olup
0.67 ile 0.90 arasında iç tutarlılık elde edilmiştir.[76] Ölçeğin orijinal formunu
geliştiren çalışmacılar aynı değerlendirme özelliğine sahip ancak daha kısa
ve pratik bir ölçek elde etmek amacıyla PBQ orjinal formunun ayırt edici
özelliği yüksek olan maddelerini seçerek 65 maddeden oluşan PBQ-SF’i (KİA
- kısa formu) geliştirmişlerdir.[77]
Young Şema Anketi (Young Schema Questionnaire)
Eksen-II bozukluklarını boyutsal bir yaklaşımla haritalamak için tasarlanmıştır. DSM kategorilerinin erken dönem uyum bozucu şemalarını ölçmeyi hedefler.
Erken dönem uyum bozucu şemalar; aşırı yaygın, kişinin kendisiyle ve
çevresiyle olan ilişkileriyle ilgili, çocukluk döneminde oluşan, kişinin yaşamı
boyunca ayrıntılı olarak gelişen, belirgin olarak işlevsellik bozucu yapılardır.
Bunlarda 5 üst başlıkta; bağlantısızlık ve reddedilme, kusurlu özerklik ve performans,
kusurlu sınırlar, başkalarına yönelim, aşırı hassasiyet ve ketlenme
olarak değerlendirilmektedir. Bu şema anketi 205 maddeden oluşan
özbildirim şeklindeki bir ankettir. Yakın zamanda şema anketinin kısaltılmış
versiyonu geliştirilmiş ve test edilmiştir. Klinik populasyondaki araştırmaların
sonuçlarına göre üç uyumsuz başa çıkma yöntemi olduğu ileri sürülmüştür:
aşırı telafi, teslim olma ve çekinme.[26]
DSM’deki Kişilik Bozukluğunun Dünü ve Yarını
Kişilik bozukluklarını anlamaya yönelik kuramların çeşitliliği ve tarihsel süreç
incelendiğinde kişiliğin yapısını anlamanın zor bir iş olduğu anlaşılacaktır. Nitekim, kişilik ve kişilik bozukluklarına yönelik değerlendirmede kullanılan
araçlar bir takım sınırlılıklara sahiptirler. Bu açıdan bakıldığında:
1. Mevcut kişlik bozukluklarına yönelik değerlendirme araçları sınırda
güvenilirlikleri ve bozulmuş tekrar testdeğerlendirmeleri gibi sorunlardan
dolayı deneysel ve kavramsal sınırlılıklara sahiptir.
2. Tanı kategorilerinin DSM ve ICD gibi yalnızca iki tanı sistemi içine
adapte edilmiş olması taksonomiyi sınırlandırmaktadır. Ölçme tanı
konmasında yardımcı olmaya çalışırken yeni tanı ölçtülerinin revizyona
girmesi ile de farklı ölçeklerin gelişimine neden olmaktadır.[78]
3. Eksen II çalışma grupları her bir tanı ölçütününiç tutarlılığını artırıp,
diğer bozukluklarla ilgili ölçütlerin korelasyonlarını azaltmaya çalışarak
ve her tanı için 7-10 arasında tanı ölçütü sınırlaması getirerek Eksen-II
ölçütlerini giderek daralmaktadır.[45]
4. Tanı ölçütlerinin kesme puanlarının belirlenmesindeki zorluklar bulunmaktadır.
5. Benlikle uyumlu olarak tanımlanan kişilik bozukluklarına yönelik doğ-
rudan sorulmuş sorulara kişilerin verdikleri yanıtların güvenilir olmaması
konulan tanının güvenilirliğinde sorun yaratmaktadır.[79,80]
6. Kişilik bozuklukları arasında yüksek oranda birlikteliğin bulunması kesitsel
değerlendirmede karmaşaya yol açmaktadır.[81,82]
DSM-V araştırma planlama konferansındaki çalışma gruplarında
DSMIV’teki
kişilik bozukluğu tanımının ve kavramlarının doyurucu olmadığından
hareketle, sınıflandırmada alternatif boyutsal bir modelin geliştirilmesi ve
desteklenmesi kararlaştırılmıştır. Adlandırma çalışma grubunun başlıca çabası
sınıflandırmadaki boyutsal modele yönelik olmuştur.[83]
Widiger ve Simonsen güncel bir çalışmada, kişilik bozukluğu ve kişiliğin
boyutsal modelini, yaygın hiyerarşik yapı içerisinde değerlendirerek, kişiliğin
uyuma dönük ve uyuma dönük olmayan işlevlerini tanımlamışlardır. Bunlar
duygusal bozukluk, duygusal istikrar ya da kısıtlanma, dürtüsellik ya da dışa
dönüklük ve içe dönüklük ya da uyumluluktur.[84] Benzer birçok çalışmada
mevcut tanı kategorisinde boyutsal özelliklere geçişin sağlanmasına yönelik
öneriler bulunmaktadır.[85,86] DSM-V’te kişilik ve kişilik bozukluklarına
yaklaşım mevcut bilgi birikimininden hareketle beş bölüm halinde değerlendirilmektedir.
Bunlar;
1. Kendisi ve kişilerarası ilişkilerde kişilik işlevlerinin normalden şiddetli
bozulmaya kadar değerlendirilmesi.
2. Başlıca kişilik bozukluğu tiplerinin prototip tanımları.
3. Kişilik özelliklerinin değerlendirilmesi.
4. Kişilik bozukluğundaki genel ölçütler (kişilerarası ilişkilerdeki kapasite,
kendisini bütünelştirme ve ayrı tutmadaki birçok işlev).
5. Uyuma yönelik işlevlerin ölçülmesi.[43]
Sonuç
Kişilik özellikleri ve bozuklukları diğer psikiyatrik bozukluklarla sıklıkla birlikte
görüldüğünden ve hatta eksen I bozukluklarına zemin hazırlayıp tedavi
sürecini olumsuz etkilediğinden klinik açıdan büyük önem taşımaktadır. Kişiliği
tanıma ve anlama sürecinin başlangıcında bölümleme (taksonomi) ile ilgili
araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalar sonucunda boyutsal yaklaşım oluşturulmuştur.
DSM ve ICD gibi tanı sınıflandırmaları ile birlikte kategorik yaklaşım
ön plana çıkmıştır. Tüm bu yaklaşımlar değerlendirildiğinde kişiliği
tanımada uyuma yönelik işlevler, mizaç ve karakter özellikleri, kendisi ve
diğerleri ile ilgili temel inançlar, kültürel özellikler ve yaşam olaylarının değerlendirilmesi
öne çıkmaktadır. Son 20-30 yıl içerisinde bu yaklaşımlara yönelik
birçok araç geliştirilmiştir ve tüm bu değerlendirme araçlarının sonuçları ve
eleştirileri doğrultusunda DSM-V boyutsal yaklaşım çerçevesinde yeni bir
yapılandırmaya girmiştir.
Kaynaklar
1. Linda V. Berens. Sixteen Personality Types: Descriptions for Self-Discovery. Telos
Publications, California, 1999.
2. Ewen RB. An Introduction to Theories of Personality, 7th ed. East Sussex, UK,
Psychology Press, 2009.
3. American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental
disorders, Fourth ed. Washington DC, American Psychiatric Association,1994.
4. Thomas JC, Segal DL. Comprehensive Handbook of Personality and
Psychopathology. New Jersey, Wiley, 2006.
5. Farmer A, McGuffin P, Williams J. Measuring Psychopathology. New York, Oxford
University Press, 2002.
6. Loranger AW, Janca A, Sartorius N. Assessment and Diagnosis of Personality
Disorders. New York, Cambridge University Press, 1997.
7. Hill D. Psychopathic personality. Postgrad Med J 1954; 30:399-403.
8. Simanowitz V, Pearce P. Personality Development. Berkshire, UK, Open University
Press, 2003.
9. Leary T. Interpersonal Diagnosis of Personality: A Functional Theory and
Methodology for Personality Evaluation. New York, Ronald Press, 1957.
10. Costa PT, McCrae RR. Revised NEO Personality Inventory (NEO-PI-R) and NEO
Five–Factor Inventory (NEO-FFI): Professional Manual. Odessa, Psychological
Assessment Resources, 1992.
11. John OP, Caspi A, Robbins RW, Moffitt TE, Stouthaner-Loeber M. The “little five”:
exploring the normological network of the five-factor model of personality in
adolescent boys. Child Dev 1994; 65:160-178.
12. Ashton MC, Lee KA. Theoretical basis for the major dimensions of personality. Eur J
Pers 2001;15:327-353.
13. Zuckerman M, Kuhlman DM, Camac C. What lies beyond E and N? Factor analyses
of scales believed to measure basic dimensions of personality. J Pers Soc Psychol
1988; 54:96-107.
14. Digman JM. Higher-order factors of the Big Five. J Pers Soc Psychol 1997; 73:1246-
1256.
15. Markon KE, Krueger RF, Watson D. Delineating the structure of normal and
abnormal personality: an integrative hierarchical approach. J Pers Soc Psychol 2005;
88:139-157.
16. Costa PT, McCrae RR. Domains and facets: Hierarchical personality assessment
using the Revised NEO Personality Inventory. J Pers Assess 1995; 64:21-50.
17. Igarashi H, Kikuchi H, Kano R, Mitoma H, Shono M, Hasui C et al. The Inventory
of Personality Organisation: its psychometric properties among student and clinical
populations in Japan. Ann Gen Psychiatry 2009; 8:9.
18. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders, 3rd ed. American Psychiatric Association, Washington DC, 1980.
19. Gunderson JG, Links PS, Reich JH. Competing models of personality disorders. J
Pers Disord 1991; 5:60-68.
20. Kernberg OF. Severe Personality Disorders: Psychotherapeutic Strategies. New
Haven, CT, Yale University Press, 1984.
21. Kernberg OF, Clarkin JF. The Inventory of Personality Organization. White Plains,
NY, Hospital-Cornell Med. Cent, 1995.
22. Trull TJ, Durrett CA. Categorical and dimensional models of personality disorder.
Annu Rev Clin Psychol 2005; 1:355-380.
23. Shedler J. Westen D. Dimensions of personality pathology: an alternative to the FiveFactor
Model. Am J Psychiatry 2004; 161:1743-1754.
24. Riso LP, Klein DN, Anderson RL, Ouimette PC, Lizardi H. Concordance between
patients and informants on the personality disorder examination. Am J Psychiatry
1994; 151:568-573.
25. Beck AT, Freeman A, Davis DD. Cognitive Therapy of Personality Disorders, 2nd
ed. New York, Guilford Press, 2004.
26. Young J. Cognitive Therapy for Personality Disorders: A Schema-Focused Approach.
Sarasota, Professional Resource Press, 1990.
27. Westen D, Shedler J, Bradley R. A prototype approach to personality disorder
diagnosis. Am J Psychiatry 2006; 163:846-856.
28. Zimmerman M, Pfohl B, Coryell W. Diagnosing personality disorder in depressed
patients: a comprasion of patient and informant interviews. Arch Gen Psychiatry
1988; 45:733-737.
29. Savaşır I. Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri El Kitabı. Ankara, Sevinç Matbaası,
1981.
30. Erol N. Ülkemizdeki psikiyatrik hastalarda MMPI’ın geçerlik çalışması. Psikoloji
Dergisi 1982; 14:15-23.
31. Graham JR, Ben-Porath YS, Tellegen A, Dahlstrom WG, Butcher JN, Kaemmer B.
MMPI-2 (Minnesota multiphasic personality inventory): Manual for Administration,
Scoring and Interpretation. Minneapolis, University of Minnesota Press, 2001.
32. Somwaru DP, Porath YS. Development and reliability of MMPI-2 based personality
disorder scales. 30th Annual Workshop and Symposium on Recent Developments in
Use of the MMPI-2 and MMPI-A, March 1995, St. Petersburg Beach, Florida.
33. First MB, GibbonM, Spitzer RL, Williams JBW, Benjamin LS. The Structured
Clinical Interview for DSMIV Axis II Personality Disorders (SCID-II). Washington
DC , American Psychiatric Press, 1997.
34. Costa PT, Terracciano A, McCrae RR. Gender differences in personality traits across
cultures: robust and surprising findings. J Pers Soc Psychol 2001; 81:322-331.
35. Roepke S, McAdams LA, Lindamer LA, Patterson TL, Jeste DV. Personality profiles
among normal aged individuals as measured by the NEO-PI-R. Aging Ment Health
2001; 5:159-164.
36. Shipley BA, Weiss A, Der G, Taylor MD, Deary IJ. Neuroticism, extraversion and
mortality in the UK Health and Lifestyle Survey: a 21-year prospective cohort study.
Psychosom Med 2007; 69:923-931.
37. Jonassaint CR, Boyle SH, Williams RB, Mark DB, Siegler IC, Barefoot JC. Facets of
openness predict mortality in patients with cardiac disease. Psychosom Med 2007;
69:319-322.
38. Cloninger CR, Przybeck TR, Svrakic DM. The Tridimensional Personality
Questionnaire: U.S. normative data. Psychol Rep 1991; 69:1047-1057.
39. Cloninger CR. The Temperament and Character Inventory (TCI): A Guide to its
Development and Use. Washington University, St Louis, Center for Psychobiology
of Personality, 1994.
40. Cloninger CR. A practical way to diagnose personality disorder: a proposal. J Pers
Disord 2000; 14:99-108.
41. Güleç MY. Psikosomatik hastalıklarda mizaç ve karakter. Psikiyatride Güncel Yakla-
şımlar 2009; 1:201-214.
42. Shedler J, Westen D. Refining personality disorder diagnosis: integrating science and
practice. Am J Psychiatry 2004; 161:1350-1365.
43. Skodol AE, Bender DS. The future of personality disorders in DSM-V? Am J
Psychiatry 2009; 166:388-391.
44. Westen D, Shedler J. A prototype matching approach to diagnosing personality
disorders: toward DSM-V. J Pers Disord 2000; 14:109-126.
45. Westen D, Shedler J. Revising and assessing axis II, Part I: developing a clinically and
empirically valid assessment method. Am J Psychiatry 1999; 156:258-272.
46. Kernberg OF. A psychoanalytic classification of character pathology. J Am Psychoanal
Assoc 1970; 18:800-822.
47. Lenzenweger MF, Clarkin JF, Kernberg OF, Foelsch PA. The Inventory of
Personality Organization: psychometric properties, factor composition, and criterion
relations with affect aggressive yscontrol, psychosis proneness, and self domains in a
nonclinical sample. Psychol Assess 2001; 13:577-591.
48. Clark LA. Manual for the Schedule for Nonadaptive and Adaptive Personality.
Minneapolis, University of Minnesota Press, 1993.
49. Samuel DB, Simms LJ, Clark LA, Livesley WJ, Widiger TA. An item response theory
integration of normal and abnormal personality scales. Personal Disord 2010; 1:5-21.
50. Livesley WJ, Jackson DN. Manual for the Dimensional Assessment of Personality
Pathology - Basic Questionnaire (DAPP-BQ). Post Huron, Sigma Press, 2002.
51. De Beurs E, Rinne T, Van Kampen D, Verheul R, Andrea H. Reliability and validity
of the Dutch Dimensional Assessment of Personality Pathology-Short Form (DAPPSF),
a shortened version of the DAPP-Basic Questionnaire. J Pers Disord 2009;
23:308-326.
52. Pukrop R, Steinbring I, Gentil I, Schulte C, Larstone R, Livesley JW. Clinical validity
of the "Dimensional Assessment of Personality Pathology (DAPP)" for psychiatric
patients with and without a personality disorder diagnosis. J Pers Disord 2009;
23:572-586.
53. Tromp NB, Koot HM. Dimensions of personality pathology in adolescents:
psychometric properties of the DAPP-BQ-A. J Pers Disord 2008; 22:623-638.
54. Pfohl B, Coryell W, Zimmerman M, Stangl D. DSM-III personality disorders:
diagnostic overlap and internal consistency of individual DSM-III criteria. Compr
Psychiatry 1986; 27:21-34.
55. Stangl D, Pfohl B, Zimmerman M, Bowers W, Corenthal C. A structured interview
for the DSM-III personality disorders. A preliminary report. Arch Gen Psychiatry
1985; 42:591-596.
56. Tyrer P, Alexander J. Classification of personality disorder. Br J Psychiatry 1979;
135:163-167.
57. Tyrer P, Alexander MS, Cicchetti D, Cohen MS, Remington M. Reliability of a
schedule for rating personality disorders. Br J Psychiatry 1979; 135:168-174.
58. Van Horn E, Manley C, Leddy D, Cicchetti D, Tyrer P. Problems in developing an
instrument for the rapid assessment of personality status. Eur Psychiatry 2000;
15(Suppl 1):29-33.
59. Mann AH, Jenkins R, Cutting JC, Cowen PJ. The development and use of a
standardized assessment of abnormal personality. Psychol Med 1981; 11:839-847.
60. Pilgrim JA, Mellers JD, Boothby HA, Mann AH. Inter-rater and temporal reliability
of the Standardized Assessment of Personality and the influence of informant
characteristics. Psychol Med 1993; 23:779-786.
61. Millon T, Millon C, Davis RD. MCMI-III Manual, 2nd ed. Minneapolis, National
Computer Systems, 1997.
62. Millon T, Davis RD. The MCMI-III: present and future directions. J Pers Assess
1997; 68:69-85.
63. Hyler SE, Skodol AE, Oldham JM, Kellman HD, Doidge N. Validity of the
Personality Diagnostic Questionnaire-Revised: a replication in an outpatient sample.
Compr Psychiatry 1992; 33:73-77.
64. Uehara T, Sakado K, Sato T. Test-retest reliability of the Personality Diagnostic
Questionnaire: Revised. Psychiatry Clin Neurosci 1997; 51:369-372.
65. Hill J, Fudge H, Harrington R, Pickles A, Rutter M. The Adult Personality
Functioning Assessment (APFA): factors influencing agreement between subject and
informant. Psychol Med 1995; 25:263-275.
66. Hill J, Harrington R, Fudge H, Rutter M, Pickles A. Adult personality functioning
assessment (APFA): An investigator-based standardised interview. Br J Psychiatry
1989; 155:24-35.
67. Loranger A, Janca A, Sartorius N. Assessment and Diagnosis of Personality Disorders:
The ICD-10 International Personality Disorders Examination (IPDE). Cambrdige,
UK, Cambridge University Press, 1997.
68. Loranger A, Sartorious N, Andreoli A. The International Personality Disorders
Examination: The WHO/ADAMHA international pilot study of personality
disorders. Arch Gen Psychiatry 1994; 51:215-224.
69. Langbehn DR, Pfohl BM, Reynolds S, Clark LA, Battaglia M, Bellodi L et al. The
Iowa Personality Disorder Screen: development and preliminary validation of a brief
screening interview. J Pers Disord 1999; 13:75-89.
70. Thomas C, Turkheimer E, Oltmanns TF. Factorial structure of personality as
evaluated by peers. J Abnorm Psychol 2003; 112:81-91.
71. Okada M, Oltmanns TF. Comparison of three self-report measures of personality
pathology. J Psychopathol Behav Assess 2009; 31: 358-367.
72. Eysenck HJ, Eysenck SB. Manual of the Eysenck Personality Questionnaire (adult
and junior). London, Hodder & Stoughton, 1975.
73. Francis LJ, Brown LB, Philipchalk R. The development of an abbreviated form of the
Revised Eysenck Personality Questionnaire (EPQR-A): its use among students in
England, Canada, the USA and Australia. Pers Individ Dif 1992;13:443-449.
74. Karanci AN, Dirik G, Yorulmaz O. [Reliability and validity studies of Turkish
translation of Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated]. Turk Psikiyatri
Derg 2007; 18:254-261.
75. McCrae RR, Terracciano A, Personality Profiles of Cultures Project. Universal
features of personality traits from the observer’s perspective: Data from 50 cultures. J
Pers Soc Psychol 2005; 88:547-561.
76. Türkçapar MH, Örsel S, Uğurlu M, Sargın E, Turhan M, Akkoyunlu Set al. Kişilik
inanç ölçeği Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliği. Klinik Psikiyatri Dergisi
2007;10:177-191.
77. Butler AC, Beck AT, Cohen LH. The Personality Belief Questionnaire-Short Form:
development and preliminary findings. Cogn Ther Res 2007; 31:357-370.
78. Güleç H. Psikiyatride psikometri: temel kavramlar. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar
2009; 1:175-186.
79. Höflich A, Rasting M, Mach J, Pless S, Danckworth S, Reimer C et al. A German
version of the Shedler-Westen Assessment Procedure (SWAP-200) for the
dimensional assessment of personality disorders. Psychosoc Med 2007; 22:4.
80. Shedler J, Westen D. Refining the measurement of Axis II: A Q-sort procedure for
assessing personality pathology. Assessment 1998; 5:335-355.
81. Marinangeli MG, Butti G, Scinto A, Di Cicco L, Petruzzi C,Daneluzzo E et al.
Patterns of comorbidity among DSM-III-R personality disorders. Psychopathology
2000; 33:69-74.
82. Watson DC, Sinha BK. Comorbidity of DSM-IV personality disorders in a
nonclinical sample. J Clin Psychol 1998; 54:773-780.
83. Widiger TA, Simonsen E, Krueger R, Livesley WJ, Verheul R. Personality disorder
research agenda for the DSM-V. J Pers Disord 2005; 19:315-338.
84. Widiger TA, Simonsen K. Alternative dimensional models of personality disorder:
finding a common ground. J Pers Disord 2005; 19:110-130.
85. Oldham JM, Skodol AE. Charting the future of Axis II. J Pers Disord 2000; 14:17-
29.
86. Widiger TA. The DSM-III-R categorical personality disorder diagnoses: a critique
and an alternative. Psychol Inq 1993; 4:75-90.
İbrahim Taymur, Uzm.Dr., S.B. Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara;
M. Hakan Türkçapar,
Doç.Dr.,S.B. Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara
Yazışma Adresi/Correspondence: İbrahim Taymur,S.B. Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara,Turkey.
E-mail:dritay@yahoo.com
Yazarlar bu makale ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
The authors reported no conflict of interest related to this article.
0 Yorumlar