Prof. Dr. Cenk Yaltırak
Kemalizm mi Atatürkçülük mü tartışmaları hep vardır. Ama gerçeği bilenler bile, yanlıştan dönme erdemine sahip olmadıklarından, Ata'mızın mirası olan Kemalizm'i geliştirmemizi, ilerletmemizi ve savunmamızı zayıflatmak isterler. Bugün 10 Kasım'da Kemalizmin mirasını savunanlara karşı, "mücadeleci Atatürkçü" adı altında çeteler saldırmakta. Cumhuriyet Hükümetlerinin, hangi kavramı, hangi tarihte kullandığını bilmeden Kemalizm anlaşılmaz. Atatürk sonrası hükümet programları, Kemalist Cumhuriyetimizin zaferlerle ve devrimlerle bezeli 15 yıl süren atağının kimler tarafından durdurulduğunun bir belgesi niteliğindedir. Kemalist rejim, 10 kasım 1938’in ardından, ilk önce, bir önceki hükümetin başkanı tarafından unutulur. Bir önceki hükümet programında Bayar’ın 6 defa tekrar ettiği Kemalist rejim sözünü, 44 defa tekrar ettiği “önderin görüşleri doğrultusunda” atıflarını unuttuğunu görürsünüz. II. Bayar Hükümetinin (11.11.1938-25.01.1939) ardından kurulan yeni hükümet (I Refik Saydam Hükümeti, 25.01.1939-03.04.1939) programında ise, M. Kemal’in aralarından ayrılmasının üzerinden üç ay bile geçmemesine rağmen, Kemalist rejim ve Atatürk unutulur. Kemalizm ve Atatürk, 1960’a kadar, hiçbir hükümet tarafından bir daha hatırlanmayacaktır,. En acısı, önce Mustafa Kemal’in ordusunun komutanı, ardından hükümet başkanı (20.11.1961-25.06.1962) olan İsmet İnönü’nün dili sürçecek ve 1923-1938 dönemine Atatürk ıslahatları diyecektir.
Bugün her kalıba giren bazı Atatürkçülerin, neden Kemalizm düşmanlığı aynı çizgidedir. Atatürksüz Atatürkçü, Kemalizme karşı Atatürkçü. Kimlerin Kemalistlere karşı mücadele verdiğini düşünmenin zamanıdır. 10 Kasım. Atamızın aramızdan ayrılışının 63. yılında kendilerine her sıfatı yakıştıran, işine geldiği gibi mücadeleci, ıslahatçı, çağdaş, ilerici, devrimci, milliyetçi sloganlarıyla Kemalizme karşı gizlice ve sinsice savaşanların ve tüm Atatürkçülerin artık gerçeklerle yüzleşmesinin zamanı gelmiştir.
Atatürkçü Düşünce dediğimizin açık adı Kemalizmdir. Kemalizm, Atatürk ülküsünün bayraklaşan adıdır. Eğer Kemalistlere saldıranlar Atatürkçü ise, biz artık Atatürkçü değiliz. Atatürk Düşüncesi ışığında yürüyen Kemalistleriz. Kemalizmin düşmanı "mücadeleci, takiyyeci, yalancılar" istedikleri kadar kendilerine Atatürkçü desinler. Bu kavramları Kemalizme karşı icat edenler, Demokrat Parti ve 12 Mart geleneğinin uzantılarıdır. Karşı devrimcidirler. Kemalizme yamamak istedikleri gelenek, Kemalizmin düşmanlarının geleneğidir. Mücadeleci, yalancı, tehditçi, iftiracıların peşinden giden ADK’lı arkadaşlar, 20-25 kişi dergi satarak, sizi, mücadele yaptığınızı inandırmaya çalışan adamlar, sizin sattığınız derginin parası ile yaşarlar. Sizi, o dergileri sattırmak için ideallerinizi, emeğinizi sömürmek için kullanırlar. Kah bazen yemek ısmarlar, kah kitap verir, kah pohpohlar, "saldırın, arkanızda biz varız" derler. Sizi sokaklara sürenler, kapı kapı gezdirenler, sizi de kendileri gibi yapmak isterler. Dün, meydanlarda elinde Öncü Gençlik kaldıran, donuk gözlerle insanlara bakanlar, şimdi aynı şeyi elinizde başka bir dergi ile size yaptırıyorlar. Okullarındaki başarısızlıklarını kendilerince devrimcilik olarak anlatıyorlar. Oysa Devrimci, ülküsünü satmayan, kullandırmayan adamdır. Mücadeleci Atatürkçü, Ulusun işçisinin, köylüsünün, memurunun vergileriyle okuduğunun farkında olup, ideallerinden vazgeçmeden uzun erimli bir yaşam ve Kemalizm mücadelesine hazırlanandır. Adını Kemalizmin davasına er olarak yazdırandır. Beş kişilik politbüronun ortalıkta kendine siyasi alan yaratma isteğinin maşası olmamaktır, Atatürkçülük. Bu adamlar, Öncü Gençlikte Aydınlanma 1923 okutmaz, yasaklatırlardı. Şimdi de yasaklatıyorlar. Okuyun da görün, kimlere düşman oluyorsunuz. Onlar, Kemalistlere, Öncü Gençlikten saldırırken Atatürkçü değildiler. Şimdi ADKF den saldırırken mi Atatürkçü olsunlar? Siyasi düşünceler bir gömlek mi bir gecede değiştirilebilsin? Atatürkçülük bir din midir ki bir gecede Atatürkçü olunsun? Gerçek Atatürkçü, Kemalizm davasını benimsemiş, geleneğini ve yöntemini Mustafa Kemal'den alan, yıllarını bu davaya koyandır. Yol yakınken tarafınızı belirleyin. Ya Kemalist saflarda olacaksınız, okullarınızı başarı ile bitirip, devleti ele geçirmek için kadrolaşan karanlık odakların yerine talip olacaksınız ya da beşli çetenin maşası. Okullarınızdan atılacaksınız belki de. Bunun nedeni, bu politbüronun şiddetine boyun eğmeyen Kemalistlerin, yasalara başvurması olacak. Size atılmanızın sebebi olarak, şiddet uyguladığınız adamlar gösterilecek. Sizi suçsuz, karşınıza çıkanları suçlu gösterecekler. Sizlere, gerçek dava arkadaşınıza saldırtanları iyi tanıyın, yazılarını okuyun. Onlar, kendilerini anlatıyor zaten. Bir de saldırdığınız, düşman olduğunuz insanların yazdıklarını okuyun. Dün Ahmet Taner'e mason diye saldıranlar, ADKF adı altında, bugün sizi O'nu anma töreninde bile kullanıyorlar. Hic bir kimse Atatürkçülüğü bu kadar kullanmadı. Sizler kendinize
"Mücadeleci Atatürkçü" diyorsanız, yalana, dolana iftiraya, provakasyona, şiddete ve çıkara karşı mücadele edin. Okulunda defalarca kez olay çıkaran, kafasında sandalye kırılmasını, polis tarafından göz altına alınmasını zevk alarak anlatan, tek başına dolaşma cesaretini gösteremeyen, yalancı cesurları tanıyın. İşte o zaman köktendinciliğin de emperyalizmin de oyununu bozarsınız. Biz sizlere Kemalizm davasından uzaklaş, kantin lümpeni ol demiyoruz. Biz sizlere, kendini sisteme teslim etme, sistemi değiştirmek için dişlilerin tümü ol diyoruz. Sayılarımız sokaklarda değil, laboratuvarlarda, atölyelerde, hastanelerde, her yerde binleri bulduğunda değiştirecek gücümüz olacak. Bu gücü, sizleri sokağa sürerek zayıflatanları düşünün. Sen harcandığın için, senin kadronu alacak olan kimliksizleri, idealsizleri, şeriatçıları düşünün. 68’de Denizleri, Mahirleri sokaklara sürenler, kimdir tanıyın. Türkiye'de 12 Eylül öncesi emperyalizm maşası profesyonel pisikopatlarca yönlendirilen, kardeşine saldırtılıp, sonra da birbirine kırdırılarak yok edilen 13 bin isimsiz genci hatırlayın. Türkiye'nin kaynaklarını gençlere yok ettiren etki ajanlarını düşünün. Kemalizm yükselirken, TV de kafa kopartma ajitasyonları ile halkın gözünde Atatürkçü gençliği şiddet budalası gösterenleri hatırla. Okul basıp, adam dövmeye gelenlerin kafa yapısını iyi tanıyın. Bu sefer Empreyalizmin manuple maşalarının oyunu bozulacak. Bunu, Kemalistler bozacak. 10 Kasım 2001’de mücadeleci Atatürkçülük oynayanlar, Kemalistleri size düşman gösterenlerdir. Onlardır, Mustafa Kemal'in düşmanı. Zafer, 10-15 kişi üniversite basmakla değil, çalışıp, okuyup, yarının Kemalist iktidarına yetişmiş kadro olmakla olur. Varın siz bize düşman olun. Bilin ki bu düşmanlık kendinizedir. 10 Kasım'da, Mücadelesi 1907 den başlayan, 1938 de sona eren devrimci kadar sabırlı ve yürekli olun. Bilin ki ihanetin en büyüğü kendinizedir. Bizlerin karşısına sizin gibiler yıllardır çıkar. Biz hala aynı davada çoğalarak yürüyoruz. Onlarsa kayıp. Karşımızda değil, yanımızda olsanız daha da çoğalacağız. Ama, misyon verilmiş beşli palikaryaya; Kemalist Hareketi, "mücadeleci Atatürkçü!" maskesiyle dağıtmak ve sindirmek. Bilin ki dağılmayacağız, sinmeyeceğiz. Yarın 10 Kasım, hepimizin tarafımızı düşünme zamanı. Uydurulanın yerine gerçeği koyma zamanı.
Sizlere sesleniyoruz, bizler Kemalistiz, davamız Cumhuriyeti ulusa iade etmek. Mücadelemiz, Kemalizmi 21.yüzyıla taşıma mücadelesi, ötede ve yukarıda bir siyaseti yaratmak için yürüyoruz. Eğer, halkın çocuklarına saldıran palikaryalar Atatürkçü ise, bizler değiliz. Ve bilin ki, her Kemaliste saldırdığınızda vurduğuz, Kemalizm davası.
0 Yorumlar