TEKİRDAĞ'DA BİLMECE SORMA GELENEĞİ


Prof. Dr. Erman Artun
Tekirdağ  Halk Kültürü Araştırmaları 1, Tekirdağ Genç İşadamları Derneği Kültür Yayınları, Tekirdağ, 1998, s. 117-139
Murat Apay
Metin Düzenleme

Bilmece sorma; çağlar boyu biçimlenerek günümüzdeki şeklini almış, belirli kuralları olan, kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze gelmiş bir gelenektir. Bilmecelerde toplumun düşünce yapısının,ortak beğenisinin  yansımasını görürüz (Artun,1997:159). 

Bilmeceler, kendilerine özgü bir usul ve gelenek içinde sorulur. Diğer halk kültürü ürünleri gibi toplumun temel taşlarından olan değerleri dinamikleri belirlemekte önemli rol oynar. Ayrıca bilmecelerde sorulduğu yöre insanının dünyaya bakışı ve estetik modelleri de görülür (Artun,1997:159). 

Bilmece sorma geleneğinin oluşmasında, şekillenmesinde geçmişten günümüze gelen tarihi ve kültürel miras belirleyicidir. Her gün unutulmaya, kültür alışverişiyle gelenek  dışı biçim almaya başlayan bilmece sorma geleneği halkın belleğinden silinmeden her yörede derlenerek bir kültür varlığı olarak gelecek kuşaklara aktarılmalıdır (Artun,1997:159). 

Bilmeceler sözlü halk edebîyatı ürünlerindendir. Bilmeceler, her toplumda hoşça zaman geçirmek ve eğitmek amacıyla söylenen yaygın zekâ ve söz oyunlarıdır. Kaynaklarda çeşitli tanımlarına rastlıyoruz (Akalın,1984:4; AB.,c.4,1990:164; ML.,c.2,1964:379; Elçin,1982: 662). İlk bilmece örneklerini  Kıpçak sahasının 14.yüzyıla ait en önemli eserlerinden biri olan Codex Cumânicus'ta görüyoruz (Özergin,1974:6862). Bilmece Anadolu ve Türklük coğrafyasında çeşitli adlar almıştır (Elçin,1982:662). Bilmeceler söyleniş özellikleri (Elçin,1982:663) ve biçim yönünden (Boratav,1982:110) tasnif edilmiştir.              

Tarihsel kaynaklar bilmecenin, eski dönemlerinden beri çeşitli kültürlerde yaygın olduğunu göstermektedir. Evrensel boyutunun yanında, anlatım özelliklerine müdahaleyi pek sevmeyen yönüyle ortak halk edebîyatının koruyucusudur (Karadağ,1995:368). Bilmecelerin kökeni bazı araştırmacılara göre mitolojilere kadar uzanır. Bilmecelerde eski kültür izlerine rastlıyoruz (Kowalski,1993:615; Tietze,1974:14). Bilmeceler geleneğe, zamana, yere ve yaşama biçimlerine bağlı olarak sözlü kaynaktan beslenir.                                                  

Bilmeceleri yalnızca bir mantık oyunu olarak düşünemeyiz. Karşılıklı bilmece soranlar soru-cevap ilişkisine dayalı bir iletişim içindedirler. Bilmecelerdeki anlatım şiire özgü çağrışımlarla bezenir. Bilmecelerin şiirsel yapıları onların unutulmasını önleyip kuşaktan kuşağa geçmelerini sağlamıştır (Karadağ,1995:376). Bilmecelerde kafiye ve redifler ahengi sağlayan ögelerin başında gelir. Dede Korkut Hikâyeleri’nde görülen aliterasyonlara, bilmecelerde de rastlıyoruz (Karadağ,1995:378). Bilmece söylemek kültürün belirlediği bazı tanımları kullanarak, kurallara göre oluşturulur. Bilmeceler fonksiyonları, yapısı, üslupları, aktarılmaları ve kaynakları yönünden araştırma konusu yapılır (Şaul,1979:85). Tekerlemelere benzeyen kuruluşları, atasözlerini çağrıştıran özlü biçimleri, mecazlı, simgelerini, kafiyeli, redifli anlatım özellikleri taşırlar. Kaynaklardaki ya da söylendikleri yörenin yerel söyleyiş özelliklerini de aynen yansıtırlar (Karadağ,1995:378). Bilmeceler manzum, mensur anonim ürünler ve aşıkların yarattıkları muamma ve lugaz adlı bireysel bilmeceler olmak üzere iki koldan incelenir (Elçin,1982:663; Boratav,1982:126; Artun,1996:91). Bilmecelerin  konusu insan, eşya, hayvan, doğa ögeleri kadar geniş  bir  yelpazeye  sahiptir.  Ayrıca  ahlaksal  ve   dinsel  kural  ve  inanışlar, bilmece  konuları arasındadır.  Bilmecelerde dinsel motifler, ahretle ilgili konular, dinsel törenler,  uygulamalar, yer adları din uluları vb. sık geçer. 

Bilmecelerin kendine özgü sorulma yöntemi ve sorulma geleneği vardır. Bilmeceyi çözemeyen karşılığında mutlaka bir bağışta bulunur. Bilmeceyi çözmek, ipuçlarını istemek, karşılık vermek, ortaya atılan şartlar, ödüller hep geleneksel biçimlerdedir. Bilmeceyi çözemeyen cezalandırılır. Bilmeceler eğlendiriciliğinin yanı s ıra eğitim ve iletişim aracıdır. Bilmecelerin,   insanlar arasında iletişim kurma, hoşça zaman geçirme, bellek ve zekâ eğitimleri sağlama gibi sosyal yararları da vardır.              

Masallar ve halk hikâyelerinde kahramanlar bilmecelere cevap vererek ölümden kurtulur, sevdiğine kavuşur (Başgöz,1986:248). Tarikata yeni  girenlere sorulan bilmecelerle onlara tarikatın gelenek ve ilkeleri öğretilirdi (Başgöz,1986:250; Boratav,1982:124). Bilmeceler ortama, yaş grubuna, kültür düzeyine inanç yapısına uygun seçilir. Bilmece sorulan topluluğun kadın erkek karışık olması bilmeceleri belirler. 

Tekirdağ’da  Bilmece  Sorma  Geleneği 

Tekirdağ’da bilmece sorma geleneği, eski yıllara oranla önemini kaybetse de sürmektedir. Tekirdağ'da bilmeceler; kızlar, kadınlar ve erkekler arasında kış gecelerinde, akşam sohbetlerinde, çeşitli eğlence toplantılarında evlenme, sünnet törenlerinde bulgur çekme, yufka açma, salça yapma, hasat zamanı imece ve arkadaş toplantılarında sorulmaktadır. Bilmeceler genellikle boş zamanlarda, neşeli ortamlarda sorulur. Toplantılarda bilmeceleri büyükler sorar küçükler cevaplar. Bilmece sormak için özel bir toplantı yapılmaz. Tekirdağ'da bilmece soranlara özel bir ad verilmez. Bilmeceler yaşlılardan öğrenilir. Günümüzde kitaplardan öğrenilen bilmeceler de önemli yer tutmaya başlamıştır.                
Tekirdağ'da bilmeceler genellikle gençler arasında sorulur. Son yıllarda daha çok çocuklar arasında sorulmaya başlanmıştır. Şehirlerde bilmece sorma eskiye  oranla azalmıştır. Köylerde azalmakla birlikte sürmektedir. Bilmece sorulurken sessizlik esastır. Herkes bilmecelerin cevabını bulmaya çalışır. Bilmecelerin cevabını bulma, halk arasında zekâ, bilgi ölçüsü olarak değerlendirilir. Cevabı bilenler takdir edilir, bilemezlerse gülünür. Cevabı söylemek için mutlaka bir  ceza verilir veya bir şehir istenir.  

Tekirdağ'da eskiden sorulup günümüze gelen bilmeceler unutulmaya başlanmıştır. Kültür alışverişiyle yeni yeni bilmeceler üretilmektedir. Köy ortamından uzaklaşan gençler köy bilmeceleri dünyalarına giremiyorlar. Köyle ilgili nesne ve kavramları bilmiyorlar. Eskiden mektuplara mâninin yanı sıra bilmeceler de yazılırdı. Bu gün yok denecek kadar azalmıştır.  

Bilmecelerin insanların, görüş, düşünüş ve zekâlarını açtıklarına inanılır. Cinsellik içeren veya cinsellik çağrıştıran bilmecelerin toplulukta sorulması hoş karşılanmaz. Bilmeceler cevaplânırken bazen ipuçları verilir. “Canlı mı, cansız mı,  yenir mi, içilir mi?” gibi sorular sorulur. Eskiden köye gelen yabancılar ve damat adayları bilmecelerle sınanırdı.  

Tekirdağ'da bilmece sorma geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş belirli kuralları olan kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış bir gelenektir. Tekirdağ bilmecelerinde, halkın  düşünce yapısını, beğenisini ve yöre kültürünü görürüz.  

Bilmece günümüzde şehirlerde, genellikle çocuklar arasında sürmektedir. Kapalı toplum özelliği gösteren köylerde bilmece geleneği sürmektedir. Bütün yörelerin bilmeceleri tek tek toplânıp tasnif edilmeden, geleneği ortaya çıkarmadan yapılacak bir Türkiye bilmece sorma geleneğinin eksik kalacağı düşüncesini taşıyoruz. 

     Tekirdağ’da Sorulan Bilmecelerden Örnekler:   

Bilmeceler, biçimleri ya da içerikleri dikkate alınarak çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır (Boratav,1982:110; Elçin,1982:607; AB., c.4, 1990: 167). Biçim bakımından bilmeceler manzum ve mensur bilmeceler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bilmeceleri çeşitli özelliklerinden yola çıkarak tiplerine, cevaplarına, karşılıklı söylenmelerine, cevaplarının manzum olmalarına, kelime oyunu karakteri göstermelerine göre sıralanır. 

Tekirdağ'da sorulan bilmeceleri manzum ve mensur olarak iki grupta toplayabiliriz. Manzum olanlar ikili, üçlü,dörtlü, beşli ve altılıdır. Manzum bilmecelerde ölçü ve kafiye özelliklerine uyulur. Tekirdağ'da  sorulan bilmeceleri konularına göre şu şekilde bölümleyebiliriz. a) günlük hayat (ev hayatı, toplum hayatı) b) doğa( hava, astronomi,zaman vb.) c) eşyalar d) insan  e) bitkiler ,f) hayvanlar, g) soyut kavramlar   

Bir bölümde bulunan bilmece metni bir yönüyle diğer bölümde de bulunabilir. Tekirdağ'da derlediğimiz 300 bilmeceden  yola çıkarak  bilmeceleri şu başlıklarda topladık: 

l) İnsanla İlgili Bilmeceler 2) Tabiatla İlgili Bilmeceler 3) Hayvanlarla İlgili Bilmeceler 4) Bitki ve Yiyeceklerle İlgili Bilmeceler 5) Giyeceklerle İlgili  Bilmeceler 6) Ev ve Ev Eşyasıyla İlgili Bilmeceler 7) Alet ve Araçlarla İlgili Bilmeceler 8) Soyut Kavramlarla İlgili Bilmeceler 9) Din Kültürüyle İlgili Bilmeceler. l0) Diğer Bilmeceler (mekanlar, su, yazıokuma) 

1)  İnsanla İlgili Bilmeceler 

Tüylü ağzını açtı      
Çıplak içine kaçtı    (çorap-ayak) 

Kıllı kıllı üstüne      
Dıllı dıllı üstüne      (bıyık) 

Bir fırın var      
Bir pide alır             (dil) 

Biz biz idik      
Otuz iki kız idik      
Ezildik , büzüldük      
İki duvara dizildik         (dişler) 

Anaya değmez , 
babaya değer      
Sana değmez, bana değer         (dudak)      
Bilin bakalım bu nedir? 

Uzun uzun ulama      
Ulaması boyama      
Uzun ola kekliğin      (gıcık)      
Yumurtası boyama 

Bir ufacık faltaşı 
Dolanır dağ taşı.      (göz) 

Çil torba içinde      
Gümüş yüzük .          (göz) 

Yarım kaşık, duvarda yapışık. (kulak) 

Bir dalda beş devlet.   (parmak) 

Alçacık çantı      
Yumuşacık mantı         (parmak) 

Dalları aşağı, 
kökü yukarı. (sakal) 

Çarşıdan alınmaz      
Mendile konulmaz      
Ondan tatlı bir şey olmaz    (uyku) 

         
2)Tabiatla İlgili Bilmeceler      

Oturur kalkmaz.     (ateş) 

Biri yer de doymaz      
Biri hiç yerinde durmaz,      
Biri almadan kalkmaz .      (ateş-duman –kül) 

Dam üstünde yarım çörek.   (ay) 

Kiremitliğe yarım ekmek koydum      
Sabahleyin baktım bulamadım .          (ay) 

Altın tas, gümüş tas      
Binini çek birine bas.               (ay-güneş) 

Mini mini minare, dibi daire      
Yüz bin çiçek , lâle                                         (ay-yıldız)      

Kaplıcada ilacım      
Kış gününde hallacım      
Saçaklardan damlardan      
Sarkar uzun saçım.               (buz)      
Çıt çıdan âcı (ağacı)      
Pıt pıdan âcı (ağacı) 

Kırmızı lâle      
Kılabadan acı (ağacı)           (çevre) 

Karşıdan baktırır      
Yanına gittim bağırır.     (deniz) 

Yükseklerden inerken      
Döndürürüm değirmen      
Benim mavi yüzümde      
Gezer gemi ve yelken .        (deniz) 

Bulunmazsam çöl derler      
Bazen bana göl derler      
Yeşil kırdan akarsan      
Bir gümüşten yol derler.      (dere) 

Karşıdan baktım ağarır      
Yanına gittim bağırır.         (dere) 

Gider, gelmez.               (duman) 

Benim bir yuvam var      
Yarısı kara, yarısı beyaz.     (dünya) 

Ölü  piliç altında diri tavuk.   (ev) 

Nehir, ırmak ve çayım      
Her işte var çok payım      
Yağmur sonu göklerde      
Yedi renkli bir yayım     (gök kuşağı) 

Ben giderim o gider      
Ben dururum o durur         (gölge) 

Çalıyı çıtırdatmadan geçti   (güneş) 

Altın araba, gümüş tekerlek      
Yayla sekerek, pamuk atarak. (güneş -ay-rüzgâr-kar) 

Çatak içinde tafa mısın ?      
Ak pak yumurta mısın ?      Gelin çiçeği açtı 

Sen daha burda mısın ?   (güneş- kırağı) 

Benim bir oğlum var      
Seneden seneye tıraş olur.    (harman) 

Şekere benzer tadı yok      
Gökte uçar kanadı yok.         (kar) 

Benim çarşafım var      
Her yeri örter, denizi örtemez.  (kar) 

Kanadım yok uçarım      
Ayağım yok kaçarım      
Biliniz ya ben neyim ?           
Dünyaya can saçarım . (kar) 

Cum cum çukurda mısın ?      
Beyaz yumurta mısın ?      
Alem düğüne gitmiş      
Sen daha burada mısın ?     (kar) 

Avlu dibine yaşmağım düştü      
Yaşmağımı toplayınca gün kavuştu.    (kırağı) 

Hangi sudur soğumaz   (Nil nehri) 

Elsiz ayaksız  kapıyı açar.    (rüzgâr) 

Minareden attım kılıcı      
Gökten çıktı ucu.              (şimşek) 

Bulut benim eğerim      
İsteyince her zaman      
Tarlalara bağlara        (yağmur)      
Sağnak olur inerim. 

Buradan attım kılıcı      
Öteden  çıktı ucu.            (yıldırım) 

Tavana darı saçtım      
Sayamadım kaçtım.            (yıldız) 

Mini mini minare      
Dibi daire      
Yüz bin çiçek bir lâle.      (yıldızlar-ay) 

Gece  açılır              (yıldız)      
Gündüz kapanır. 

Uzun kavak gölgesi yok      
Kuşlar konar yuvası yok.      (yol) 

       
3) Hayvanlarla İlgili Bilmeceler 

Lâp nedir, Lâpis nedir ?      
Altı ayaklı dört kanatlı      
Uçup giden kuş nedir?       (arı) 

Suda Süleyman.           (balık) 

Suda gezer boğulmaz.      (balık) 

Bindim kızağa, gittim uzağa      
Tuttum çıplak buzağı.           (balık) 

Dışında beyaz duvar      
İçinde bir canlı var.         (yumurta) 

İki dik dik, iki bak bak      
Dört taktak, bir sallak.    ( eşek) 

Çit içinde çangallı Yusuf.    (fare) 

Ma mari mor ayaklı      
Mari törpü yüzlü      
Mari diğren bacaklı              
Mari güvem yüzlü     (hindi) 

Pat pat ayaklı      
Al al duvaklı      
Güzel sesli      
Kırmızı fesli.       (horoz) 

Altı kabuk, üstü kabuk 
İçinde bir kara tavuk.  (kaplumbağa) 

Altı tahta, üstü tahta      
İçinde oturur Mehmet Usta.    (kaplumbağa) 

Karşıdan baktım hiç yok      
Yanına vardım pek çok.         (karınca) 

Atatay matatay      
İnce belli karatay.       ( karınca) 

Yer altında kazan kaynar.   (karınca) 

Yer altında bulgur  çömleği.    (karınca) 

Kendi doğar anadan      
Fakat doğurmaz.            (katır) 

Dağdan gelir, taştan gelir.      
Yamalı setreli eniştem gelir.   (keçi) 

Bir beygirim var      
Binlerce odun taşır.           (kirpi) 

Uzaktan baktım ana gibi      
Yanına vardım domuz gibi.     (kirpi) 

Martı martı masal      
Oturmuş bakla satar.          (kurbağa) 

Ol hanım, ol canım geldi      
Afakanım , gelbeden bakışlı      
Nadir turuncu, mısır pirinci      
Kızların gencini gördüm      
Bayıldım, düştüm, yayıldım      
Ağadan koyması, pulluk sopası      
Ol kadının horozu güldü      
Gülistanda oturur.                                       (kurbağa) 

Üstten ot biçerim      
Altından su içerim.          (koyun) 

İki çubuk , bir makas      
Kendisidir hokkabaz.       (leylek) 

Dört taka taka      
İki lâpa lâpa      
Bir zıp zıp.                ( merkep) 

Benim bir kuşum var kahverengi      
Kahvelerde çıkar çengi.           (pire) 

Evi sırtında      
Ayağı karnında      
Gözü boynuz      
İzi yaldız.                   (salyangoz) 

Kara kaşık     
Duvara yapışık.           (sinek) 

Yolda gider, yolcu değil      
Ağaca çıkar kedi değil      
Yazı yazar kâtip değil.     ( sümüklüböcek) 

Dağdan daliman.        (tavşan) 

Gündüzün et yer      
Geceleyin yıldız sayar.   (rende) 

Yer altında yağlı kayış . (yılan) 

Ev üstünde yağlı çörek.  ( yılan) 

        
4) Bitki ve Yiyecek ile İlgili Bilmeceler:      

Karşıdan bir tay oturur      
Yüz bin  yumurta getirir.     (armut) 

Tuzsuz pişen aş.         (aşure) 

Aktır benizi      
Götürür denizi  .          (ayran) 

Sarı kız sarkar      
Düşeceğim diye korkar.      (ayva) 

Sarı tavuk dalda yatar      
Dal kırılır yerde yatar.         (ayva) 

Dağ doruğunda      
Çilli Fatma .            (badem) 

Karşıdan baktım çalı çeper      
Yanına gittim bir top şeker.    (böğürtlen) 

Kim bilecek ben neyim      
En değerli bir şeyim      
Bulunduğum halleri      
Bir bir ben söyleyeyim.      (buğday) 

Ağaç üstünde kilitli sandık.  (ceviz) 

Dört kardeş bir yerde yatar.    (ceviz) 

Bir sopa attım      
Koyunları dağıttım.            (ceviz) 

Fildini fildini      
Kilerinin kozini      
Çekicini , palini      
Kumakini , hapini.        (ceviz-çekiç) 

Çıtır çıtır yenir      
Ona eğlence denir.       (çekirdek) 

Alçacık dalda , yemişi balda      
Alçacık tepe, kırmızı küpe.       (çilek) 

Alçacık dallı, yemesi ballı.  (çilek) 

Bilmece bildirmece      
Dil üstünde kaydırmaca.       ( dondurma)      

Bir dam kırmızı buzağı.  (ekmek) 

Kırmızı renklidir 
Kırların gelinidir      
Bilin bakalım bu nedir?     ( gelincik) 

Çam ağacı kökünle      
Kara şopar yükü ile       (güvem) 

Bir kuru kafa, koydum rafa      
Yemesi tatlı, maymun suratlı   (hindistan cevizi) 

Avludan atladı      
Komşuda yumurtladı.                ( kabak) 

Çalıdan atladı, 
komşuda yumurtladı. ( kabak) 

Kutu kutu küpe      
İçindedir yapan bunu      
Bilmeyen çarşı köpük .       (kabak) 

Karşıdan baktım çalı çeper      
Yanına gittim bir top şeker.   ( karamuk) 

Allah yapar yapısını      
Bıçak açar kapısını.      ( karpuz) 

Altı kara, üstü kara      
İçinde peynir para.     (kestane) 

Kutu kutu kapağı      
İçinde yapağı      
Yapağı değildir, ipektir      
Bunu bilmeyen köpektir.   ( kestane) 

Kalemin ucu bendedir bende      
Yeşil koydum kırmızı çıktı.  (kına) 

Dere tepe, çıngıllı küpe        (kızılcık) 

Karşıdan baktım al      
Yanına vardım bal.             (kiraz)      

Alçacık tepe      
Kırmızı küpe.                   (kiraz) 

Benim bir kızım var      
Kat kat çeyizi var.              (lahana) 

Kat kat döşek      
Bunu bilmeyen eşek.            (lahana) 

Ufacık fıçıcık      
İçi dolu turşucuk.            ( limon) 

Alçacık tatar      
Simit satar.                 (mantar) 

Mini mini      
Küçük sini            (mercimek) 

Hanım içerde      
Saçı dışarda.         (mısır) 

Dağdan gelir taştan gelir      
Beş bıyıklı eniştem gelir.       (muşmula) 

Çarşıdan aldım bir tane      
Eve geldim bin tane.             (nar) 

Hanım uyandı, cama dayandı.      
Cam kırıldı, kana boyandı.        (nar) 

Eli yandı, cama dayandı      
Cam kırıldı, kana boyandı.       ( nar) 

Yer altında piliçli tavuk .   (patates) 

Alçacık boylu      
Kadife donlu.          ( patlıcan) 

Yer altında sakallı dede.  (pırasa) 

Kat kat elma      
Evvel zamandan kalma.      (soğan)      

Sarı kız sancağınla      
Gelir yüz bin enceğinle . (susam) 

Ak ama peynir değil      
Kuyruğu uzun sıçan değil.   (turp) 

Pişirirsen aş olur      
Pişirmezsen kuş olur.       (yumurta) 

Bir kuyum var      
İki türlü suyum var.   ( yumurta) 

Ak camiyi dolayladım      
Kapısını bulamadım . ( yumurta) 

Anası yapak     
Kızı topalak.            (yumurta) 

Bir beyaz cevahir taşı      
Pişirirsen aş olur.      
Pişirmezsen kuş olur.        (yumurta) 

    
5) Giyecekler İle İlgili Bilmeceler:      

Küçük mezar      
Dünyayı gezer.       (ayakkabı)         

Otuz iki delikli      
İki pelikli           ( çarık) 

Bağlarım gider        
Çözerim durur.  ( çarık) 

Beş kardeş babasına havlu örer. ( çorap şişleri)              

Beş kardeş duvar örer.  (çorap ve şişler)               

Beş gavur birbirini kovalar. (çorap şişi) 

İki çatal      
Zırt ayağına.            (pantolon) 

Kuru dal üstünde kulfan oturur.      
Kuyruğunu yolar oturur. (sümek) 

Tavuktan alçak 
Adamdan yüksek.         (şapka) 

Hop dedim poturu      
Yüklük altında oturur. (tulum) 

Karşıda bir tay oturur.      
Yolunur yolunur gene oturur (yapağı) 

1) Ev ve Ev Eşyası ile İlgili Bilmeceler:         

Gide gide gittim         
Altın suya battım         
Güzellere baktım.        (ayna) 

Anasını sattığımın poturu         
Dam üstünde oturu       (baca) 

Ev üstüne deri serdim         
Bacakları geri serdim ( baskı) 

Hep içeri , başı dışarı. (çivi) 

Tıngır elek, tıngır taş         
Elim unlu, karnım aç        (elek) 

Alçacık buluttan kar yağar (elek ve un) 

Karşıdan baktım kümbet         
Yanına gittim kızıl kıyamet.     (fırın) 

Bizim evin içinde bir göl var         
Gölün içinde bir yılan var         
Yılanın ağzında bir gül var.  ( gaz lambası) 

Kat kat kadayıf          
Bizim hanım çok zayıf          
Zayıflığı bırak ama          
Gözünün bir kayıp.     (iğne)        

Gittim gittim tepeye        
Yular taktım eşeğe.   (iğne-iplik) 

Ev altında kırmızı yılan  (kapı) 

Gel leylim , git leylim         
Ayak üstünde dur leylim    (kapı) 

Saksıdan şakır taşır         
Bulduğunu bana taşır      (kaşık) 

Bir karıştır boyu        
Girip çıkmak huyu        
Girip çıkmak bitince        
Koy ateşe suyu.            (kaşık) 

Bir ufacık odada saklı        
Sanki başı sarıklı.        (kibrit) 

Oturdum önüne        
Uydurdum deliğine.      (kilit) 

Kara tavuk         
Karnı yarık.      (kilit) 

Sıra sıra develer         
Birbirini geveler.  (kiremit) 

Uzun yenge uz yatar         
Oğlu kızı düz yatar.   (kiriş) 

Bizim evde bir deli var         
Tepesinde dili var.      (lamba) 

Asalım masalım         
Kaldıralım asalım.      (lamba) 

Bir avuç nişandır         
Evin içini kuşatır.     (lamba) 

Alçacık çınar        
Tutuşmuş yanar.   (mum) 

Evin aynası        
Kendinin dayısı  (pencere) 

İçer tütünü , sallar elini   (perde) 

Ağacı oydular         
İçine dünyayı koydular.      (radyo) 

Tik tak çalışır.         
İnsanlara yaraşır.           (saat) 

Minarenin taşları         
Çin çin öter kuşları.      (saat) 

Hoca bindi direğe         
Düp düp eder yüreği. (saat) 

Dur kuşum keyfi gelsin         
Hanımlara şeftali versin.  ( saat) 

Çın çınlı hamam         
Kubbesi tamam         
Bir gelin aldım         
Babası imam.           (saat) 

Üç ayaklı zembil         
Ben atarım sen bil.    ( sacayağı) 

Üç ayaklı zenbil         
Ben atayım , sen bil    (sacayağı) 

Üç ayaklı fil         
Sık kendini bil.        (sacayağı) 

Bir kızım var         
Gelen geçen ona sarılır  ( soba) 

Sallanır gider         
Sallanır çıkar.     ( su kovası) 

Fildiri fildiri dağdan domuz indiri. (tarak)                   

Benim bir kızım var                      
Gelen öper, giden öper.  (tas) 

Alçacık tepeden kar yağıyor.   (un ve elek)                 

Gece harman         
Gündüz tınaz.         (yatak) 

Karanlık damda katır kişner.   (yayık) 

Akşam boşalır         
Sabah çoklaşır.  (yüklük) 

Benim bir eşeğim var        
Yükletirim ıh demez (yüklük) 

       
7)  Alet ve Araçlarla İlgili Bilmeceler:        

Evden çıktı yalın gibi        
Eve geldi deli gibi.      (balta) 

Ben giderim , o gider        
Arkamdan tin tin eder.   (baston) 

Ben giderim, o gider        
Arkamda iz  eder.    ( baston) 

Art arta usta        
Oturur kafeste        
Yem yer su içmez        
O da bir usta.            (değirmen) 

Art arda usta        
Oturur kirişte        
Yem yer, su içmez        
O da bir usta.               (değirmen) 

Ligi ilgi Mustafa Ağa . (dokuma tezgâhı) 

Kara bulut kapladı         
Tarlaları sapladı.    (karasaban) 

İki keçi dövüşür         
Yüzü gözü buruşur.      ( körük) 

Tahtadan yapılmış kanı yok 
Nefes alır canı yok          ( körük) 

Çıt öte, çıt beri         
Yapı altından geç beri.      (mekik) 

Tarlada gezer          
Tüyünü süzer.     (saban) 

Atına ıtına          
Bin ağanın sırtına.  (saman çiti) 

Ne yerde  de ne gökte          
Süzer gider bir yükte  (uçak) 

Dandini dandan          
Kuyruğu yandan. ( yel değirmeni) 

    
8) Soyut Kavramlarla İlgili Bilmeceler:           

Apı apı           
İçinde topu             (alın yazısı) 

Topun içinde, ne molkıdan okumuş           
Ne de kitap içinde                               (alın yazısı) 

Sende de var, bende de var           
Bir küçük dalda da var.     (isim) 

Bir tabak kar           
Ortasında nar           
Esti rüzgâr           
Kesti zülfikâr.    (nikâh) 

Ben gittim bağlara           
Selâm verdim ağalara           
Ağalar ne yaparsınız dedim ?           
İpsiz insan bağlarız dediler.     (nikâh) 

Üç yüz altmış beş leyleğin           
On ikidir yumurtası iki yavrusu          (Ramazan ve Kurban Bayramı) 

Kul görür, Tanrı görmez. ( rüya) 


9)  Din kültürüyle İlgili Bilmeceler:           

Ya bunu bileceksin           
Ya sabaha kadar öleceksin.  ( Kuran-ı Kerim) 


10) Diğer Bilmeceler:            

Sarıdır safran gibi            
Okunur Kuran gibi            
Ya bunu bilirsin            
Ya da sabaha kadar ölürsün.   ( altın) 

Okunurum Kur'an gibi            
Sevilirim can gibi            
Bilin bakalım ben neyim ?  (altın) 

Karşından baktım ağarıyor            
Yanına gittim bağırıyor. (çeşme) 

Yemeden söyler, içmeden söyler. ( dolmakalem) 

Bir ufacık nişandır            
Dört tarafı kuşatır.  (ışık) 

Minareden attım kırılmadı            
Suya attım kırıldı.  (kağıt) 

Elle yazılır            
Gözle görülür            
Dille okunur    (kitap) 

Çarşıdan aldım siyah            
Evde oldu kırmızı.    (kömür) 

Tarlası beyaz , tohumu siyah            
Elle ekilir, dille biçilir            
Bilin bakalım ben neyim ?  ( mektup)            

Ne ağzı var ne dili            
Konuşur insan gibi       (mektup) 

İstanbul'da balık pişer            
Kokusu buraya düşer.     ( mektup) 

Yer altında kilitli sandık . (mezar) 

Uzaktan baktım anlık anlık            
Yanına vardım kilitli sandık  ( mezar) 

İçi taş dışı taş             
Haddaş haddaş   ( minare) 

Tükürük kusan taş (sabun) 

Ben dururum , o gider. (ses) 

Karanlık damda kan oturur. ( tatlı) 

Dışı var içi yok             Dayak yer suçu yok.  (top) 

Elemez  elemez             
Ocak başına gelemez             
Gelse de duramaz.     (yağ) 


Kaynakça 

Akalın, L.Sami,1984, Edebîyat Terimleri Sözlüğü, Varlık  Yayınları, 6. Baskı,  İstanbul,   
Ana Britannica, 1990,  Bilmece Maddesi, Ana Yay, Cilt.4 İstanbul    
Artun, Erman;1996, Adana Aşıklık Geleneği (1966-1996) ve Aşık Feymâni, Hakan Ofset, Adana 
Artun, Erman;1997, “Adana'da Bilmece Sorma Geleneği”, I. Halkbilimi   Bilgi Şöleni Bildirileri, Balıkesir  
Başgöz, İlhan;1986, “Bilmecelerin Toplumla İlgisi”, Folklor Yazıları, Adam Yayınları, İstanbul 
Boratav, Pertev  Naili;1982, 100 Soruda Türk Halk Edebîyatı, Gerçek Yayınları, 4. B., İstanbul 
Elçin, Şükrü;1982, Halk Edebîyatına Giriş, KTB Yayınları, 2.B., Ankara 
Karadağ, Metin;1995, Türk Halk Edebîyatı Anlatım Türleri,  Akademi Yayınları, Balıkesir 
Kowalski, T.;1993, “Bilmece Maddesi” , İslam Ansiklopedisi, 2.Cilt , İstanbul 
Meydan Larousse,1964, Bilmece Maddesi, Meydan Yay. Cilt.2   İstanbul 
Özergin, M.Kemal;1974, “Kuman-Kıpçak Bilmeceleri Üzerine Araştırmalar”, T.F.A. Ocak 1974, Sayı :294 
Şaul, Mahir;1979, Dünyada Bilmece Araştırmaları, Folklora    Doğru, Sayı 37, Bilmece Sayısı, Aralık  1979, İstanbul 
Tietze, Andreas;1974, “Çok Cevaplı  Bir Türk Bilmecesinin    Çözümlenmesi, Folklora Doğru, Sayı.37 Bilmece Sayısı,  Aralık 1974, İstanbul, S.14-28   

Kaynak Kişiler 

K-1 - Rahmi Yazar, l927, İlkokul, Hayrabolu, Tekirdağ, l978 
K-2 - Tevfik Yılmaz,l983,İlkokul, Aşağı Kılıçlı,Tekirdağ,l978 
K-3 - Ali Yenci,l932,İlkokul,Tekirdağ, l978 
K-4 - Fatma Yörük, l9l0, Öğrenimi yok,Tekirdağ,l978 
K-5 - Fadliye Vurucu,1320,Öğrenimi yok, Tekirdağ,l978 
K-6 - Zülfiye Ürgen, l329, Öğrenimi yok, Tekirdağ, l978 
K-7 - Makbula šner. l922, İlkokul, Yazar, Tekirdağ l978 
K-8 - Emine Uzun,l9l6,öğrenimi yok, Mahramlı,Tekirdağ l978 
K-9 - Eda Tezacan,l9l0,Öğrenimi yok, Tekirdağ l978 
K-l0 - Hanife Tanrıcer,l928, Öğrenimi yok, Küçükkepenekli,      l978 
K-11 - Ayşe Taş, l917, İlkokul, Muratlı, Tekirdağ l978 
K-12 - Hayriye Taşkın, l917, İlkokul, Tekirdağ l978 
K-13-  Münine Şenbahar, l324, İlkokul, Malkara, Tekirdağ l978 
K-14 - Mustafa Saygın, l921, İlkokul, Malkara, Tekirdağ l978 
K-15 - Fethi Sarıca, l936, İlkokul, Çerkezköy, Tekirdağ l978 
K-16 - Şükriye Sünter,l920, İlkokul,Müsellin , Tekirdağ,l978 
K-17 - Selahattin Baydur, l927, İlkokul, M.Ereglisi, Tekirdağ      1978 
K-18 - Nefize Seçkin, l915,Öğrenimi yok, Tekirdağ l978 
K-19 - Ayşe Sucular,l912, İlkokul, Hayrabolu, Tekirdağ l978 
K-20 - Müzeyyen Pandur,l914 İlkokul, Hayrabolu, Tekirdağ,l978 
K-21 - Ayşe Perrin, 1314, İlkokul, Malkara, Tekirdağ, l978 
K-22 - Vasfiye Özkan, l913, İlkokul, Muratlı, Tekirdağ,l978 
K-23 -  Hasan Özcan,l925, İlkokul, Tekirdağ l978 
K-24 - Sadife Özcan, l926, İlkokul, Malkara,Tekirdağ l978 
K-25 -   Sabriye Onur, l917, İlkokul, Tekirdağ l978_ 

Yorum Gönder

0 Yorumlar