KÜRESEL KAMUOYUNUN YÜKSELİŞİNDE İNTERNET KULLANIM PRATİKLERİ


KÜRESEL KAMUOYUNUN YÜKSELİŞİNDE İNTERNET KULLANIM PRATİKLERİ: 
”Üniversite Gençliğinin Farkındalığı” Üzerine Yapılan Bir Araştırma

Doç. Dr. Ahsen ARMAĞAN
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, e-mail: ahsenar@mynet.com. 

Prof. Dr. Nimet ÖNÜR
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema  Bölümü



Günümüzde uluslararası ekonomik temelli entegrasyonlar, kültürel birleşmeleri de gerektirmektedir. Bu nedenle küresel kamuoyunun birçok konuda yönlendirilmesi önemlidir. İnternetin ve telekomünikasyon olanaklarının artması ve giderek gündelik yaşamda daha çok yerlerini almasıyla, uluslararası iletişim ortamında daha çok bilgi paylaşımı gerçekleşmektedir. Birçok ulusal ve uluslararası toplumsal olaylarla ilgili küresel kamuoyu,  küresel güçler tarafından internet üzerinden dolaşım kazanan değerlerle yönlendirilmektedir. Dolayısıyla internet küresel sistemin hegemonyasının kurulduğu bir toplumsal etkileşim ortamıdır. 

Gençler, diğer yaş gruplarına göre daha yoğun internet kullanmaktadır. Küresel güçler tarafından sosyal medya üzerinden birçok toplumsal olaylar anlamlandırılmakta ve değer yüklü içeriklerle haber portallarında yerlerini alabilmektedir. Süreç ulus içinde olduğu kadar, ulus ötesi oluşumlar hakkında da gençleri daha çok bilgilendirmekte ve bilinçlendirmektedir. Bu bilinçle dünyanın çeşitli bölgelerinden gençler, internet üzerinde buluşarak, ortak yönelimler kazanabilmekte hatta harekete geçirebilmektedirler. Dolayısıyla gençler, internet ortamındaki haberlere bağlanarak, telekomünikasyon olanaklarının sınırlarını aşmakta, yeni özgürlük ve etkileşim ortamlarının arasında kamuoyu oluşumuna katılabilmektedirler. Söz konusu ortam, tüketime sunduğu bilgi çeşitliliği içinde “yanlış bilinç” geliştirebilmesinin yanı sıra, “ideolojik bir rızanın”  sağlanabildiği, iletişimsel eylem pratiklerin yaşandığı uzamlara dönüşmektedir. 

Bu çalışmada; üniversite öğrencilerinin, eğitim formasyonları gereği “daha bilinçli olabilecekleri varsayılarak”, sosyal olaylarla ilgili bilgi edinim süreci,  internette üzerindeki hareketlilikleri ve iletişim pratikleri sorgulanmaktadır. 

GİRİŞ 

İçinde bulunduğumuz süreç küreselleşme, sanayi sonrası toplum, postmodernizm, radikalleşen modernlik, kapitalizmin son kertesi, enformasyon toplumu tanımları ile ifade edilse de bu yeni form için de farklı bir dünya düzeni içinde yaşadığımız kuşku götürmemektedir. Seksenli yıllardan sonra ivme kazanan yaşanılan bu değişim ve dönüşümün merkezinde, teknolojik ilerlemeye koşut olarak gelişen yeni iletişim teknolojileri ve özelde de bilgisayar ağları ve teknolojisiyle dünya yüzündeki bireylerin birbirine bağlanması, ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alanlarda birbirleri ile entegre olması  biçiminde belirtilmektedir. 

D.Bell, Kahn, A.Toffler gibi (Porat, 1997:122) çoğu düşünür bu evreyi, Mc Luhan’ın küresel köy metaforundan hareketle betimlemeye çalıştığı gibi, Myrowitz’de (Timisi, 2003:140), yeni iletişim teknoloji ve ağlarının dünyayı kaplayarak zaman ve uzam kavramını ortadan kaldırdığını Global Village’de yaşamlarımızı sürdürdüğümüzü ifade etmektedir. Yine Harvey (Sucu, 2011:2) içinde bulunulan anı, zaman ve mekan sıkışması olarak nitelemekte, Healy bu araçlar sayesinde uygarlığın son halkasına gelindiğini hecelerken, Kellner de iletişim teknoloji ve ağlarının geleneksel egemenlik ilişkilerini dönüştüren ve insanlığın yeni toplumsal ilişki biçimlerinin alanı olarak görmektedir. 

Manuel Castells de yeni ağ toplumunun merkezine interneti koymakta, ekonomik, politik, toplumsal ve kültürün değişim ve dönüşümünde, yeni iletişim teknolojilerine özelde de internete beş işlev yüklemektedir. Bunlar sırası ile; enformasyon temel hammaddedir, internet her alana global ölçekte yayılmıştır, ağ mantığı yerleşmiştir, ağa entegrasyon esneklik üzerine kurulmuştur ve yeniden örgütlenebilir, teknolojiler büyük oranda merkezileşmiş bir sistem içinde yöndeşmektedir (Castells, 2005:27). 

My Field (2010:5-10) yeni internet teknolojisi ile dünya ülkeleri arasındaki paylaşımcılığın, şeffaflığın, katılımcılığın, sosyalizasyonun ve geri bildirim almanın artması ile bütünleşik merkezlerin olduğunu, yerelin küresele taşınarak simetrik iletişim ortamı içinde herkesin, her köşede olup bitenden haberdar olduğu ifade edilmektedir. 

1990’lı yıllardan itibaren tüm sektörlerde üretim süreçleri, bilgi teknolojileri ve bilgiye yapılan yatırım üzerinden ilerlemektedir. Yeni üretim teknolojileri bilişim teknolojileri üzerinden ilerlediği için, her iletim teknolojileri diğer teknolojilerle eklemlenmektedir. Bu durum, salt üretim ve hizmet yapılarını dönüştürmemekte, aynı zamanda kamuoyunun duyarlılığının gelişmesinde gerekli olan bir alt yapıyı inşa etmiş olmaktadır. 

Kapitalizmin soğuk savaş döneminde ABD’de ortaya çıkan ve Avrupa’da yayılan internet ilk kez savunma ve akademik çalışma amaçlı kullanılmıştır.Elektronik posta, tartışma grupları, uzak veri tabanlarına erişim işlevini yüklenmiş ve 2000 yılında World Wide Web’in kurulması ile bireyselleşerek yaygınlaşmış, ekonomik, politik ve kültürel geçişkenliğin sağlanmasının baş aktörü haline gelmiştir. Özellikle web sitelerinin ve portallarının yaygınlaşıp, sosyal medyanın işlerlik kazanması, toplumlardaki çeşitli katmanlardaki bireyleri, kurumların, devletlerin yerel,  ulusal ve ulus ötesi düzlemde etkileşimini yoğunlaştırmıştır. Eş zamanlı olarak kullanılan e-mail, sohbet odaları, bloglar, forum odaları arasında iletişimin yoğun yaşandığı bir alan oluşturmuştur (Şener, 2006:60-67). Ortaçağın sonunda yükselen sanayi burjuvazisinin çok ihtiyaç duyduğu kamusal alan günümüzde internet ortamına taşınmıştır. Gelişiminden bu yana yeni iletişim teknolojilerine farklı ideolojik yaklaşımların olduğu dikkati çekmektedir. Bunları iki kutupta toplamak mümkündür. 

Görüşlerden bazılarınca; internetin oluşturduğu alan küresel kapitalizmin ve kurumlarının nüfuz ettiği, düşüncelerin pazarlanmasının mecra olarak görülürken, diğerlerince de birey ve grupların kendini özgürce ifade edebildiği bir alan olarak kabul edilmektedir (Şener, 2006:60-70). 

Bir yandan esnek üretim, internet üzerinde örgütlenerek kapitalizmin toplumsal ilişkilerini yaygınlaştırırken diğer yandan da gündelik yaşam gerçeklerinden alıkonmuş ötekilenerek susturulmuş muhalefetin sesi, ancak bu özgür ortamda yükselebilmiştir. Kapitalist üretim biçimlerinin doğurduğu özel sermayenin çokuluslu şirketleri, küresel çaplı hegemonyalarını bu araçla sürdürmekte, yeni pazarlar yaratabilmek için reklam endüstrisini pompalayarak kapitalist değerleri yerleştirmektedir. Diğer yandan internet; özgür iradeleri ile farklı kamusal alanda boy gösteren kamuoyunu ulus ötesine taşıyarak egemen karar mekanizmalarını sarsabilmektedir. 

İnternet bir yandan uluslar arası örgütlerin devletler ile ilişkisini kolaylaştırırken diğer yandan vatandaşlar hakkında bilgi toplamak ve gözetleme işlevini yerine getirmek için kullanılan bir denetim mekanizması sunmaktadır.internetle biryandan kullanıcı etkin kılınmakta ve denetlenmesi zor olan alanda sanal cemaatler, e posta zinciri ve sohbet odalarında binlerce konu tartışılarak toplumsal çeşitliliğin yolu açılmakta iken diğer yandan kapitalizmin etkisi altında popüler kültür içinde apolitize olmuş bireylerden demokrasiyi yeniden inşa etmeleri konusunda yurttaşlık hizmeti beklenmektedir.İnternetin gelişmesi ve küresel kamuoyu oluşumunun zemini oluşturulmakta, ortaya çıkan gelişmelerin değerlendirilmesinde iki farklı yaklaşım söz konusudur.

1- NEO-LİBERALİZM YÖRÜNGESİNDE İYİMSER GÖRÜŞÜ SAVUNANLAR 

Mc Luhan’ın küresel köy ve elektronik etkileşimin yeniden kazandırdığı sözel gelenek ile son bulan mekanik Gelin’i, Masuda’nın küresel enformasyon toplumu, Bell’in endüstüri sonrası teknokratik toplum adlandırılmaları ile insanlık tarih boyunca ilk kez emek gücüyle değil beyin gücüyle üretim sürecinde yer almaktadır. Toplumsal düzenlemelerde ezenler ezilenler, kazananlar kaybedenler, yönetenler yönetilenler kategorileri yok olarak yeni bir uygarlık düzeyine evrilmektedir. Yeni iletişim teknolojileri ile süreç kendi özgül biçimlerini geliştirip geleceğin politikası saptanmaktadır. Özelde de internet ile yeni ilişki biçimleri ile sanal mekan, sanal gerçeklik, sanal cemaatler ve kimlikler gibi yeni kavramlar hayatımıza getirmektedir. 

İnternet; insanların her türlü fikir, düşünce, deneyim ve bilgi perspektifini kullandıkları özgür online bir platformdur. Facebook, Twitter, Linked-in, Youtube gibi sosyal ağların yanında Web 2.0 ‘ın kapsadığı blog ve mikro bloglar, açık kaynak ansiklopediler, fotoğraf, video, ses, müzik, anlık mesajlaşma uygulamaları, forumlar, sanal oyun ve sanal grupları da kapsayan geniş bir mecra sunmaktadır. 

İnternet ya da sosyal medya aracılığıyla bireyler günlük düşüncelerini çekincesizce birbirlerine iletebilmekte, eşitler arasında bir müzakere ve eleştiri zemini oluşmaktadır. Ayrıca multimedya yöndeşmesi ile farklı fotoğraf  ve videolar paylaşabilmekte, banka işleri, alış-veriş yapmak kolaylaşmakta, bireyler bu araçlar yolu ile iş ve eş arayıp bulabilmekte, sanal alemin büyüsü içinde kaybolmaktadır (Hagen, 2005:450). 

Castells (2005,124) yeni teknolojilerin dünya yaşam standartlarının yükselip eşitsizliklerin giderilmesinde yeni bir güç olduğunu ve teknolojiye dayalı yeni bir toplumsal sınıfın çıktığını ifade ederken dünya yüzünde her alanda etkinlik ve optimizasyona dayalı rasyonaliteye evrilindiğini ve dünya yüzünde radikal dönüşümlerin yaşanacağını belirtmektedir. Masuda’da evrensel bolluk toplumları çağına girildiğini söylemektedir (Masuda, 2007:303). Benedict (2004:342) gerçek mekanın hareket etme özgürlüğünü sağlasa da, sanal mekanın çok boyutluluğu, sürekliliği, kayganlığı, yoğunluğu ve geçişkenliği nedeni ile bireylerin ve grupların hareket özgürlüğünü en üst seviyeye taşıdığını belirtilmektedir. 

Sanal mekan; bireylere psikolojik bir rahatlama ve doyum sağlamakta, bireyler kendi benlik ve düşünce yapılarının uzantısı olarak görmeleri nedeni ile de, tüm hayatlarını, gereksinimlerini, ümit ve beklentilerini bu mekana aktararak intra psijik bir tatmin sağlamaktadırlar. Bu görüşü paylaşan Gibson (Timisi 2003:121) ağların ağı olarak tanınan internetin, bireyleri sanal gerçeklik yetisiyle kurgulayarak sanal toplum haline getirdiğini ifade etmekte ve sanallaşan mekanı, mekanı olmayan yerde etkileşim içinde olunan ortak uzlaşımsal halisilasyon alanı olarak tanımlamaktadır. Sanal mekanda sıradan insan (Timisi 2003:148) yönlendirilebilir, yeniden yaratılabilir, kontrol edilebilir, eğitilebilir, dayanışma arayabilir, egemenlik kazanıp kaybedebilir. Genellikle onun anonim yapısı nedeni ile sanal kimlikler, cinsiyet, görünüş ve diğer özelliklerini değiştirebilir, nick name kullanabilir yada maskelerini fırlatıp atabilir. Görüldüğü gibi, neoliberal kuramcılar tarafından internete yüklenen misyon sadece ekonomik ve kültürel alanda değil bunun çok ötesinde gerçekleşmektedir. 

Neoliberal kuramcıların çağımız teknolojisine yaptıkları en önemli vurgulardan birisi de tarihi süreç içinde uğruna pek çok şeyin feda edilerek verildiği demokratikleşme ve kamusal alanın yeniden üretimi ve kamuoyu oluşturma misyonudur. 

Özellikle, internetin enformasyon bolluğu sayesinde bireysel bilinçlenme sağlanacak ve yurttaşlık kültürü oluşup yaygınlaştırıp, siyasal katılım artarak muhalif seslerle alternatif grupları harekete geçip güçlü bir kamuoyu yaratılacaktır. İnternet, sivil toplumun sesi olan STK’ları farklı sorunlar konusunda harekete geçirip, karar süreçlerinden pay almaya zorlayarak demokratikleşmenin yolu açılacaktır (Curan, 1997:142). Böylece çağımızda toplumlar eşitlik, özgürlük ve şeffaflığa doğru evrilecektir. 

İnternetin düşünce oluşturma ve düşünceleri ifade edip yayma özgürlüğündeki sınır tanımazlığı, küresel kamuoyunun yaratılmasında oldukça işlevseldir. Ayrıca günümüzde sıkça yaşanan bir durumdur. Bu yolla hükümetleri gözlemleyip denetlemek ve skandal politikalara karşı politik katılıma meşruiyet kazandırmak kolaylaşmaktadır (Castells, 2003:150) 

Poster de internetin özneyi yeni ve çoklu kimlikler yoluyla inşa ederken iletişimi demateryalize hale getirdiğini, söylemsel alanları eşitleyip, genişletip küresele bağlayarak siber demokrasiyi güçlendirdiğini belirtmektedir (Poster, 1995). 

Timisi’ye (2003:193) göre internet; demokrasi ve kamuoyu üzerine vurgu yapan düşünürlerin çoğu beş ana nokta üzerinde odaklanmıştır. Bunlar; enformasyona kolay ve yeterli düzeyde erişim, otoriteden ademi merkeziyetçiliğe ve yatay ilişkilere yönelim, düşünceleri ifade ve yayma özgürlüğünde sınır tanımazlık ve kontrolün minimuma inmesi, politik alanda katılıma ivme kazandırması, sivil toplumun küreselleşmesi ve kamuoyunun harekete geçmesidir.  

Habermas’ın tasarladığı, yurttaşların kanaat ve iradelerinin yansıdığı, adalet ve özgürlük mücadelesinin verildiği, siyasal iktidarın öz yönetim (Porat, 2005:435) ilkesini benimseyip rasyonalite ve iletişimsel aklı talep ettiği kamusal alanda, internet yolu ile yeni kamuoyu filizlenebilecektir. İç ve dış baskılardan azade olarak, herkesin her iddiayı çekincesizce sorgulayıp dillendirebileceği ve eşitler arasında müzakere zemininde buluşabileceği bu durum sosyal medya dolayımı ile gerçekleşebilecektir. Zaten de internetin anarşik doğası ve interaktif iletişime yol açması kamuoyuna ulusal ve uluslararasında bir mücadele ekseni sunmaktadır. 

Rheingel (1993:149) internetin sanal grupların alternatif toplanma mekanları olarak, yeni agoralar yarattığını, yeterli sayıda insanın insani duygularla siber uzamda ilişkiler kurarak toplumsal sorunları tartışabildiğini “The Virtual Community” eserinde belirtmektedir. Sanal gruplar, sanal gerçeklik üzerinden ütopyacı projeler geliştirmekte ve gerçek dünyada yoksun bırakılan tüm ödül ve fantazyalara sanal alemde ulaşılabilmektedir. Sanki ötekilerle bedensiz ilişki kurmada kendilerine bir sanal hareket alanı yaratmakta, çoklu kimliklerle etkileşime geçebilmektedir (Robins, 1999:148). 

Baskının hissedilmediği bir yerde süper egolarından soyutlanarak benlerinin özgürce tadına varabilmektedir (Gürhani, 2004). 

Bu yolla Bosnalı, Kosavalı savaş kurbanlarının, Sırp muhaliflerin, Zapatistaların Seattle’daki küreselleşme karşıtı hareketlerin, İngiltere ve ABD’deki sistem karşıtı hareketlerin, son olarak da Arap Baharını destekleyen muhalif hareketlerin, kamuoyu yaratılarak domino taşı etkisi ile tüm Arap ülkelerine yaygınlaşmasında, e gruplar olarak sanal grupların etkisi çok olmuştur. Olayların ve sorunların uluslar arası düzleme taşınmasında ve kamuoyu oluşturmada sanal cemaatler güç birliği ile hak ihlallerine, hiyerarşiye ve bürokrasiye meydan okuyabilmiştir.

2-ELEŞTİREL PERPEKTİFTEN YAKLAŞANLAR 

İyimser görüşü savunanlara karşı H.Marcuse, R.Bahro, J.Galtung, F.Schumacker gibi düşünürler bu süreci medya emperyalizminin en şiddetli buna karşın daha az algılanabilen aşamasının yaşandığı ve insanlığın büyük demokrasi yürüyüşünün bazen kendi enkazına basarak devam ettiği dönem olarak nitelemektedir (Önder, 2002:10). Kapitalizmin koşullarında kar peşinde koşan çok uluslu şirketler totaliter tiranlığını ilan etmekte, iktidar ve kar mücadelesi küresel ölçekte olmaktadır. İletişim ağında başta internet olmak üzere tüm teknolojik gelişmeler, birçok çok uluslu şirketlerin elinde bulunmaktadır. Bilgisayarda kodlanarak veri biçimine dönüşmüş ve sınırlar arası veri dolaşımında önemli rol oynayan operasyonel (yönetsel) veriler, parasal işlemler, kişilerin kimlikleri ile ilgili bilgiler, bilimsel ve teknik bilgiler çok uluslu bilgisayar iletişim sistemleri ile dev çok uluslu bankalar tarafından kontrol edilmektedir (Topuz, 1984:168). 

Virilio da (Gülüm, 2006:137) internet gibi çoklu medya ortamlarının kendi çelişkisini içinde taşıdığını, özgürlük yerine yeni totalitarizme yol açtığını sanal dünyanın gerçek dünyayı ortadan kaldırdığını ifade etmektedir. Ayrıca internet teknolojisinde enformasyonun miktarı ve türü aşırı artış göstermekte, enformasyon parçalanmakta ve bireyselleşmekte, kolektif bilinç ortadan kaybolmakla edilgen izleyici kitlesi artmaktadır. Enformasyon otoyolları reklam, Pazar ve eğlencenin egemen olduğu ticari çıkar için kullanılmakta, tüketim kültürü yaygınlaşmakta, kültür ürünleri metalaşarak kar mantığına yönelik olarak alınır satılır duruma bürünmektedir. Kellner’ın deyimiyle enfo eğlence toplumu yaratılmaktadır.

Kaplan da (1991:141), yeni iletişim teknoloji araçları ile kapitalist üretim biçimleri ve ilişkilerinin dünya yüzüne yayınlaşması sonucunda yerel kültürlerin metalaştırılarak küresele katıldığını ve tek bir küresel kültür altında kar maksimizasyonuna bağlanan güçlerce dünyanın denetlenmesinin kolaylaştığını bu nedenle bu araçlarla demokratikleşme yaratmasının bir fanteziden ibaret olduğunu ifade etmektedir. Siyasetin ve demokrasinin popüler kültürün dinamiklerine göre şekillendiği sayısal eşitsizliğin küresel arenada artarak sürdüğünü siyasal politik katılımın seçim zamanlarına indirgendiği, a politikleşen yurttaşlarca kamusal sorunların geri plana itilip kamuoyu oluşturmada toplumsal bağlamın ortadan kalktığı bu süreçte, internet dolayımı ile; uğruna tarihi süreç içinde çaba harcanan ve aydınlanmanın mirası olan demokratikleşmenin nasıl gerçekleşebileceği kuşkuları arttırmaktadır. Özellikle sanal ortamda parçalı kimlikleri ile kendi yalnızlığına itilen bireyler gün geçtikçe anlama, karar verme ve direnme yetilerini kaybetmekte ve kolektif bilinç zayıflamaktadır. 

Ayrıca ülkeler arası ve ülke içindeki internet kullanımındaki sayısal uçurumlar, internetin ekonomi politik yapısı (tekelleşme), internet kullanıcıları ile kullanmayanlar arasındaki toplumsal tabakalaşmanın artırmaktadır. İnternetin kapitalist ülkelerce bir gözetim ve denetim aracı olarak işlev görmesi, demokratik bir zeminde farklı kamusal sorunlar için, ulusal ve uluslar arası eksende kamuoyu yaratabilme gücünü zayıflatmaktadır (Timisi, 2003:216). 

İnternette kullanılan dil İngilizcedir. Küresel iletişime katılma bu dili bilmeyi gerektirmektedir. Oysa sanal cemaatlerin birbirleri ile olan ortaklıkları dil sayesinde gerçekleşmektedir. Kaldı ki sanal cemaatlerin simetriyi öne çıkaracak farklılaşmayı sürekli reddetmeleri, karşıt görüşleri ötekileyip kendinden olmayanları reddetmeleri bunlar arasındaki statü eşitsizliğini arttırırken, demokratikleşme ve kamuoyu oluşturma pratiklerine de güveni zedelemektedir. Bu durumu destekleyen Demircan  da (2006:29) çevrimiçi tartışma sürecinin parçalı ve bütünleşmeden uzak bir kamusal alan yarattığını ifade etmektedir. 

Görüldüğü üzere modernleşme döneminde olduğu gibi, günümüz post modern toplumlarında da kapitalist üretim biçimi altında internet, küresel çapta rızanın üretimi ve panopticon özellikleri ile kendi hegemonyasını, ekonomik, kültürel ve politik alanda sürdürmeye devam ettirmektedir. 

3-ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE KULLANILAN TEKNİKLER 

a) Araştırmanın Amacı: 

Bu araştırmada; üniversite öğrencilerinin eğitim formasyonları gereği daha bilinçli olabilecekleri varsayılarak, “sosyal olaylarla ilgili bilgi edinim sürecini nasıl sağladıkları ve internet üzerindeki hareketlilikleri gibi iletişim pratiklerinin sorgulanmasını temel amaç olarak alınmıştır. Betimsel nitelikli bir araştırmadır. 

b) Araştırmanın Değişkenleri: 

Bağımsız Değişken: 

-Cinsiyet 

Bağımlı Değişken: 

-Haber tüketim alışkanlığı 
-Haber kaynağına duyulan güven 
-Sosyal medyada katılım alışkanlığı 

c) Araştırmanın Hipotezleri: 

H1: İnternet kullanım durumu ve amacı, haber kaynağına karşı duyulan güven ve sosyal medyaya katılım cinsiyete göre değişmektedir. 

H0: İnternet kullanımı, internet kaynağına karşı duyulan güven ve sosyal medyaya katılım, cinsiyete göre değişmemektedir. 

d) Araştırmanın Sınırlılıkları: 

Bu araştırmanın ilk sınırlılığı sadece internet kullanan öğrencileri temel almaktadır. Erişim olanağına sahip olmayan öğrenciler araştırma kapsamı dışında bırakılmıştır. Diğer bir sınırlılık da sadece Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki örgün öğrenim gören öğrenciler üzerinde denenmesi,  ikinci öğretimi dikkate almamasından kaynaklanmaktadır.

e) Araştırmanın Evreni ve Örneklemi: 

Araştırma evreni Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğrenim gören RTS, Gazetecilik, HİT ve Reklamcılık Bölümlerindeki öğrencilerin tümüdür. Örneklememiz tesadüf  örneklem yöntemi ile dört bölümden seçilen 121 kişiyi kapsamaktadır. 

f) Araştırmanın Tekniği: 

Araştırmada anket tekniği kullanılmış, yüz yüze görüşme ve gözlem tekniğinden de yararlanılmıştır. 

g) Verilerin İstatistiksel Analizi: 

Araştırma verileri SPSS 16.0 programında değerlendirilmiştir. Sırası ile frekans dağılımı, yüzde dağılım ve hipotezlerin sınanmasında Ki-Kare tekniği kullanılmıştır.

ARAŞTIRMA BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ 

Araştırmaya konu olan internet kullanım durumu, amacı, duyulan güven ve sosyal medyaya katılım üst başlıkları ve ilgili alt başlıklar aşağıda değerlendirilmektedir. 

I) Demografik Özellikler 

a) Araştırmaya katılan öğrencilerin % 46.3 ü erkekler % 53.7 sini ise kız öğrenciler oluşturmaktadır. 
b) Öğrencilerin yaş dağılımlarına bakıldığına, en fazla payı % 52.1 ile 20-25 yaş grubu oluşturmaktadır. Bunu % 3.3 ile 15-19 yaş grubu ve % 0.8 ile de 26-30 yaş grubu arasındaki öğrenciler takip etmektedir. 

II) İnternet Kullanım Durumu 

İnternet kullanım durumları, kullanıyorlarsa ne sıklıkta, kaç yıldır ve hangi amaç için kullandıklarına dair sorulara öğrencilerin verdikleri yanıtlar tablolaştırılarak verilmektedir. 

İnterneti aktif olarak kullanıyorum diyen öğrencilerin % 97.5 ile oldukça fazla internet  kullanmakta iken, henüz % 2.5 gibi bir orandaki öğrenciler de internet kullanmadığını ve internete erişemediğini belirtmişlerdir. Üniversite öğrencilerinin interneti en azından bilgiye ve haberlere erişim için kullanma zorunluluğu düşünüldüğünde yüzdelik dilim az olsa da, sayısal uçurumun öğrenciler arasında olabildiği ifade edilebilir. 


Öğrencilerin internet kullanım sıklığı irdelendiğinde internete en fazla ayrılan payın sırası ile % 39.7 ile 2-8 saat olduğu dikkat çekmekte, ikinci sırayı % 39.7 1-2 saat arası dilim almaktadır. 8 saat üstünde vakit ayıran öğrenci kümesi ise % 20.6 ile üçüncü sırada yer almaktadır. 

Öğrencilerin yarısından fazlası 10 yılın üzerinde, yarıya yakını da % 42.1 ile 5-10 yıldır interneti kullanmaktadır. Yeni erişim sağlayan öğrenciler sadece % 1.7 gibi çok az bir yüzdeyi temsil etmektedir.


Sosyal medya denilince öğrencilerin ne algıladığı sorulduğunda algı spektrumunu sırası ile anlık erişim (% 35.6), paylaşım (% 28.9) ve iletişim (% 26.4) oluşturmaktadır. Eğlence algıları daha geri planda kalmaktadır. 


İnterneti öğrenciler en fazla (% 85.2) bilgi edinmek için kullanırken, internet kullanımında eğlence ve haber izleme amacı oldukça düşük düzeyde (% 7.4) seyretmektedir.  

III) İnternette Haber Tüketim Alışkanlığı 

Öğrencilerin internette haber tüketim alışkanlığını saptayabilmek için, takip edilen haber türlerinin ne olduğu, hangi sosyal medyaya yöneldikleri, hangi haber sitelerini tercih ettiklerine yönelik sorular sorulmuş ve değerlendirilmiştir.

Öğrencilerin takip ettiği haber türü içerisinde gündem % 82.6 oldukça büyük payla yer alırken, siyasete ilişkin haberlerin % 7.4 gibi oldukça düşük bir payı oluşturduğu dikkat çekmektedir. En az takip edilen bir haber türünün de magazin ve teknolojiye yönelik haberler olduğu izlenmektedir. 

Haber izlemede kullanılan sosyal medya türünde ilk sırayı % 52.9 ile televizyon alırken, ikinci sırayı % 24.8 ile internet almakta, radyoya yönelim ise yok denecek kadar azalmaktadır. 

İnternetten haber izleyen öğrencilerin çoğu e-kolay sitesini tercih etmektedir. Daha sonra diğer internet siteleri yer almaktadır. 


İnternet haber sitesini neden takip ettikleri sorulduğunda, öğrencilerin yarıdan fazlası sektörler hakkında bilgi edinebilmek olduğu (% 52.9) konusunda görüş bildirmişlerdir.

IV) İnternet Haber Kaynağına Duyulan Güven 

a) Takip edilen haber sitesinin verdiği bilgilere güveniyor musunuz sorusuna % 82.6 öğrenci güvendiğini belirtirken, % 17.3’ü haber kaynaklarını güvensiz bulduğunu belirtmiştir. 

b) Takip edilen haber sitesinden vazgeçtiğiniz oluyor mu sorusuna, öğrencilerin % 31.5’i sitelere güvenmediği için haberleri başka siteden takip ettiklerini belirtmişlerdir. % 68.6’sı sitesine güvenmediği halde sitesine sadık kalıp aynı siteden haberleri takip etmeye devam ettiğini ifade etmiştir. 

c) Takip edilen haber sitesinden vazgeçme nedeni bir sonraki adımda sorulduğunda ise, öğrencilerin farklı bir siteye yönelmesinin esas nedenini farklı sitenin daha güvenilir olmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir (% 70.2). Buna karşın sadece % 14.0’ı kullandıkları sitenin çok fazla reklam ve spam yaptığı için vazgeçtiğini belirtirken, %11.7’si tutumlarının olumsuz etkilenmesi nedeni ile sitelerini kullanmaktan vazgeçtiğini ifade etmiştir. Sadece % 5.1 ise özel nedenlerini gerekçe göstermiştir.

V) Sosyal Medyada Katılım Durumu 

Bu başlık altında öğrencilerin sosyal medyadaki etkileşim örüntülerine ilişkin algıları ve hangi amaçla, hangi gruplara yöneldikleri belirlenmeye çalışılacaktır. 


Sosyal medyada öğrendiği haberleri başkaları ile paylaşanların görüşünü savunan öğrencilerin oranı yüzdelik dağılım içinde % 35.5’i oluşturmakta, diğerleri sırası ile kararsız kalmakta ya da bu görüşe katılmadığını ifade etmektedir. 

Yine birbiri ile çelişen gündem maddelerini öğrenmek için başka kaynaklara yönelim fikrine katılanlar (39.7 + 17.4) % 57.1’i oluşturmaktadır. 

Haberlerin kaynağının doğru ya da yanlışlığını tartışma grupları ile paylaşırım diyenlerin oranları % 43.0’dır. Yarıdan fazlası bu görüşü paylaşmamaktadır. 

İnternet etkileşiminde birden fazla sitedeki gruplarla etkileşim kurmak görüşüne katılmayanlar (43.8 + 14.9) % 58.7 yarıdan fazladır. % 28’i kararsız, katılım gösterenler ise    % 11.6’lık bir payı oluşturmaktadır.   

Öğrenciler arasında, kendi görüşlerine uygun düşen haber sitelerine yönelmediklerini (% 57.1), aksine karşıt görüşün yer aldığı sitelere daha fazla yöneldiklerini (% 68.6) belirtenlerin oranı daha fazla payı oluşturmaktadır. 

Haber üzerinden oluşan çeşitli sosyal grupları sosyal medya aracılığıyla desteklerim görüşünü savunanların oranı ise % 49.4’tür. Bunu kararsızlar % 26.4 ile, paylaşmayanlar % 23.1 izlemektedir. 

HİPOTEZLERİN TEST EDİLMESİ 

Değişkenler ile cinsiyetler arasındaki farklılaşma bulguları arasında, istatistiksel olarak anlamlı ilişki taşıyanlar tablolaştırılmış, anlamsız olanlar elemine edilmiştir. Yapılan araştırmada ayrıca hipotez testine bu kısımda yer verilmiştir.

a) Takip Edilen Haber Sitesinden Vazgeçme ve Cinsiyet Farklılığı İlişkisi

Takip edilen haber sitesinden vazgeçme ile cinsiyetler arası ilişkiye bakıldığında istatistiksel anlamda farklılaşma gösterdiği saptanmıştır. 

Kız öğrencilerin % 80’i sitelerine sadık kalıp, değiştirmediğini söylerken erkek öğrencilerin daha azı % 55.4 sitelerini değiştirmediğini belirtmiştir. Hipotezimiz bu yönüyle desteklenmiştir. 

b) Siteden Vazgeçme Nedeni ve Cinsiyet Farklılığı İlişkisi

Bir üst sorunun devamı olarak; takip ettiği siteden vazgeçme nedeni olarak, erkeklerin % 56.4’ü sadece siteyi kullanmak istemediklerini belirtirken, bu oran kız öğrencilerde % 83.1’e çıkmaktadır. Hipotezimiz bu anlamda da desteklenmiştir. 

Bir haberin doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışma gruplarıyla tartışan öğrencilerin cinsiyetler arasındaki ayırımına bakıldığında istatistiki anlamda bir farklılaşma görülmüştür. Erkek öğrencilerin toplam % 44.7’si gruplara katılımı gerçekleştirirken, kız öğrencilerin sadece % 41.6’sı katıldığını, % 32.3’ü kararsız kaldığını belirtmiştir. Hipotezimiz bu anlamda desteklenmiştir. 


Haberler üzerinden oluşan sosyal grupları, sosyal medya aracılığıyla desteklerim diyen kız ve erkek öğrencilerin her ikisi de yaklaşık % 50 ile desteklediğini belirtmelerine karşın, kız öğrencilerin erkeklerden daha fazla kararsız olduğu % 35.4,  erkeklerin ise daha fazlasının % 34.0 net olarak katılmama görüşünü belirttiği izlenmiştir.Hipotezimiz bu anlamda da desteklenmiştir.

SONUÇ 

Teknolojiye dayalı iletişim ortamında internet ve sosyal medya, gündelik yaşam pratiklerinin olmazsa olmazı haline gelmiştir. Bilimsel literatürler tarandığında bu konuya farklı yaklaşımların olduğu dikkat çekmektedir.  Olumsuz görüşü savunanlarca internet kapitalist sistemin kendi hegemonyasını pekiştirdiği, yanlış bilinci yayan ve rıza üreten bir araç olarak görülmekte ve eleştirilmektedir. Olumlu görüşü savunanlarca ise; internet zaman ve mekan sınırını ortadan kaldıran ve dünyanın büyük ülküsünü gerçekleştirecek bir araç olarak nitelendirilmekte, ekonomik, politik, sosyal ve kültürel entegrasyonun gerçekleşeceğine inanılmaktadır. İnsanlık bu sayede daha bilinçlenip sivilleşecek, kamusal alandaki sorunlar, internet dolayımı ile oluşacak kamu oyu ile, ulusal sınırların ötesine taşınıp, katılım sağlanacak ve demokrasi gelişecektir. 

Bu çalışmada her iki bakış açısı da kuramsal kısımda irdelenmiştir. Çalışmanın görgül kısmında ise Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin internet kullanım pratikleri sorgulanmıştır. 

Araştırma bulguları aşağıda belirtilmektedir. 

Araştırma; yaş ortalamaları 19-30 yaş grubu arasında değişen 121 kız ve erkek öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. 

a) Öğrencilerin internet kullanım durumları dikkate alındığında; - % 97.5 günün internete erişim sağladıkları, % 2.5 gibi azımsanmayacak bir grubunda henüz internete sahip olmadığı görülmüştür. - Öğrenciler tarafından en fazla 1-8 saat arasında internet kullanıldığı belirtilmiştir. - Yarıdan fazlası 10 yılı aşkın süredir internet kullandığını, - Sosyal medyayı en fazla anlık erişim, paylaşım ve iletişim olarak algıladıklarını, - İnternete en fazla % 85.2 bilgi edinmek için kullandıklarını ifade etmişlerdir. 

b) İnternette haber tüketim alışkanlığına bakıldığında; - İnterneti takip etme nedenlerinin başında ise gündem hakkında bilgi edinmek olduğu, siyasal gündeme ilginin az olduğu, - Kullandıkları sosyal medya türünün çoğunlukla televizyon olduğu ve internetin ikinci sırada yer aldığı, en çok e-kolay haber sitesi kullanıldığı ve haber sitesinin kullanım nedeni olarak da sektörler hakkında bilgi toplamak olduğu, istatistiki bulgulardan anlaşılmaktadır. 

c) İnternet haber kaynağına duyulan güven başlığına bakıldığında;
- Öğrencilerin % 82.6’sının haber kaynağını güvenilir bulduklarını, 
- % 70.2’si kendi haber kaynağına güven duymaması nedeni ile farklı siteye yöneldiklerini, 
- % 68.6’sı sitesine güvenmediği halde kendi sitesine sadık kaldıklarını belirttikleri gözlemlenmiştir. 

d) Sosyal medya ve katılım söz konusu olduğunda ; 
- Sosyal medyadan öğrendiği haberleri başkaları ile paylaşan, çelişen gündemi öğrenmek için farklı kaynaklara yönelen ve farklı gruplarla tartıştığını belirten öğrenciler vardır. Karşıt görüşlerin yer aldığı siteleri daha fazla ziyaret eden, haber üzerinden oluşan çeşitli sosyal grupları sosyal medya üzerinden destekleyen öğrenciler yüzdelik dilimde yarıya yakın bir payı oluşturmaktadır. “İnternet üzerinde birden çok sitedeki gruplarla etkileşim kurarım ve kendi görüşlerime uygun olan sitelerdeki gruplarla iletişim kurarım” görüşlerine öğrencilerin yarıya yakınının katılmadığı gözlenmiştir. 

e) Hipotezler; 

Araştırmada iki hipoteze yer verilmiştir. Bunlar: 

H1: İnternet kullanım durumu, amacı, haber kaynağı olarak internete karşı duyulan güven, sosyal medyaya katılım ile cinsiyetler arası ayırım arasında ilişki olduğu gözlediğinden geçerlidir. 

H0: Doğrulanmamıştır. 

f) İstatistiki sonuçlar; 
- Takip edilen haber sitesinden vazgeçme nedeni ile cinsiyetler arasındaki, farklılaşma arasındaki ilişki dikkate alındığında, kız öğrencilerin erkek öğrencilere oranla haber sitelerine sadık kalarak sitelerinden vazgeçmedikleri, 
- Kendi haber sitelerinden vazgeçen kız öğrencilerin, erkek öğrencilere göre daha fazla oranda aynı siteyi kullanmak istememesinden kaynaklandığını belirttikleri, 
- Sosyal medyaya, haberlerin doğruluğunu, yanlışlığını tartışmak için katılan erkek öğrencilerin, kız öğrencilerden daha fazla olduğu, buna karşın kız öğrencilerin katılımda kararsız kaldıklarını açıkladıkları, 
- Haberler üzerinden oluşan sosyal grupları sosyal medya aracılığı ile destekleyen kız ve erkek öğrencilerin aynı yüzdelik dilimde yer aldığı gözlemlenmiştir. 

Belirtilen bu durumlar için hipotezimizin kısmen desteklendiği görülmüştür. 

Özetle; İletişim Fakültesi öğrencilerinin, internete yıllardır bilgi ve haber edinme amacı ile yönlendikleri ve sektörler hakkında bilgi sahibi olmak istedikleri, politik olaylara yönelimlerinin az olmasına karşın, sosyal olaylar konusunda farklı düşüncedeki gruplarla sosyal medyada düşüncelerini paylaşıp, etkileşim kurarak kamuoyunun oluşmasına, yoğun olmamakla birlikte katkı sağladıkları sonucuna ulaşılmaktadır.


KAYNAKÇA 
Kitaplar 

Bell, D. (1973), The Comming of Post Industrial Society, New York, Basic Boks, USA 
Demircan, B. (2006), İnternet ve Kamusal Alan, Kamusal Tartışma Zemini Olarak Çevrimiçi Forumlar, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara 
Kaplan, Y. (1991), Enformasyon Devrimi Efsanesi, Rey Yayınları, İstanbul 
Özbek, M. (2004), Kamusal Alanın Sınırları, Kamusal Alan İçinde, Hill Yayınları, İstanbul 
Porat, R. The Information Economy, Government Printing, Washington DC, 
Perennial, Pub. USA 
Timisi, N. (2003), Yeni İletişim Demokrasileri ve Demokrasi, Dost Yayınları 
Topuz, H. (1984), Uluslararası İletişim, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir 
Varnelis, K. (2008), Network Publics, Cambridge, USA, MIT Press

Çeviri Kitap 

Benedict, A. (2004), Hayali Cemaatler, Milliyetçiliğin Kökenleri Çev: İskender Savaşır, Metis Yayınları, İstanbul 
Castells, M. (2005), Enformasyon Çağı, Ekonomi Toplum ve Kültür Ağ   
Toplumunun  Yükselişi Çev: Ebru Kılıç, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 
Curran, J. (1997), Medya ve Demokrasi, Yeniden Değer Biçme, Medya Kültür ve Siyaset Çev: Süleyman İrvan, Ark Yayınları, Ankara 
Foucault, M. (2006), Büyük Kapatılma Çev: Ç.Erdüden, F.Keskin, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 
Marcuse, H. (1975), Tek boyutlu İnsan Çev: A.Timuçin, T.Tunçdoğan Ark Yayınları, Ankara 
Robins, K. (1999), İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası, Çev: Nurçay Türkoğlu,    Ayrıntı Yayınları, İstanbul

Makaleler 

Güzel, M. (2008), Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kültürü, Küresel İletişim Dergisi sayı 1 
Güzel, M. (2006), Sanal Cemaatler, Küreselleşme İletişim Dergisi Sayı 1 Bahar 
Masuda, T. (2007), The Windows to the Soul the Same in The East and West Journal of Experimental Sociology. 43 (2007) 303-311 
Mosco, N. (2000), Les Nouvelles Technologies de la Communication Reseaux     No 101 Vol 18 
Nekman, M. Hagen, D. (2005), Semantic Social Network Portal gor Collaboralive Online Communities, Journal of European Industrial Training Vol 29 No 6 
Önder, İ. (2002), Küreselleşme, Kapitalizmin Son Aşaması, İşçi Köylü Kuruluş   Dergisi, Yıl 1 No 2003 (22), 15-28 Şubat



Yorum Gönder

0 Yorumlar