THE BIRTH OF A NATION (1915)
Bir Ulusun Doğusu
ABD (D,W. Griffith & Epoch) 190 dk. Sessiz, SB Yönetmen: D.W. Griffith Yapımcı: D.W. Griffith Senaryo: Frank E. Woods, D.W. Griffith, Thomas F. Dixon Jr. 'un The Clansman: An Historical Romance of the Ku Klux Kian He The Leopard's Spots isimli romanından ve The Clansman oyunundan Görüntü Yönetmeni: G.W. Bitzer Müzik: Joseph Carl Breil, D.W. Griffith Oyuncular: Lillian Gish, Mae Marsh, Henry B. Walthall, Miriam Cooper, Mary Alden, Ralph Lewis, George Siegmann, Walter Long, Robert Harron, Wallace Reid, Joseph Henabery, Elmer Clifton, Josephine Crowell, Spottiswoode Aitken, George Beranger
Bir Ulusun Doğuşu
Bir Ulusun Doğuşu (İngilizce özgün adı The Birth of a Nation), 1915 yapımı sessiz film. Thomas Dixon, Jr.'ın yazdığı The Clansman kitabından uyarlanmış ve D. W. Griffith tarafından yönetilmiştir.
Film, Amerikan İç Savaşı ile Amerika Birleşik Devletleri'nin yeniden yapılanma dönemi sırasında yaşayan iki aile ile ilgilidir. Kuzeyli Stoneman Ailesi Birleşik Devlet yanlısı iken, Güneyli Stoneman Ailesi ise Konfedere Devlet yanlısıdır. Başkan Abraham Lincoln'ün suikasti John Wilkes Booth'ca canlandırılır.
Film ticari olarak çok başarılı olmakla birlikte, ırkçılıkça suçlanması nedeniyle bir hayli tarışmalara yol açtı. Beyaz oyuncuların yüzlerini siyaha boyayarak oynadıkları Afro-Amerikan erkekler, aptal gibi ve beyaz kadınlara karşı cinsel saldırgan olarak gösteriliyordu. Ayrıca Ku Klux Klan örgütü, kahramanca bir güç olarak gösterilmişti. Bu protestolara neden oldu.[3] Film birkaç kentte yasaklanmasına rağmen, filmdeki ırkçılığa tepki büyük oldu.
Açıklama
D.W. Griffith'in Bir Ulusun Doğuşu adlı filmi, sinema tarihinin aynı zamanda hem en baştacı edilen hem de en yerden yere vurulan filmlerinden biridir ve özellikle birbirine taban tabana zıt bu tepkileri kışkırttığı için önemlidir. Aslında pek az film, birçok açıdan itibarını, sadece sinema tarihinde değil, temel bir tarihi sanat eseri (bazıları yadigar da diyebilir) olarak da artıran eşit derecede övgü ve aşağıla mayı hak etmiştir.
Film, Thomas Dixon'ın, The Clansman: An Historical Romance of the Ku Klux Klan (Klan Üyesi: Ku Klux Klan'ın Tarihi Serüveni) adlı, bariz bir şekilde ırkçı oyununa dayanmasına rağmen, pek çok kişiye göre Griffith, konunun ırkçı eğilimlerine aldırış etmemiştir. Oyunun çirkin mesajını yaymada ne kadar suç ortağı olduğu, neredeyse yüz yıldır süren bir tartışmaya neden olmuştur. Bununla birlikte, filmin teknik ve sanatsal değeri üzerine hiçbir tartışma olmamıştır. Griffith her zaman olduğu gibi, mesajdan çok ortamın olanaklarıyla ilgiliydi ve bu anlamda modern Hollywood’un standartlarını belirledi. Bir Ulusun Doğuşu, çok açık bir şekilde, sessiz sinema döneminde bile seyircilerin yaklaşık üç saatlik bir dram süresince koltuklarında oturmaya istekli olduğunu ispatlayan, ilk gerçek tarihi epik eserdir. Ancak Griffith meselenin özünde, sayısız sanatsal buluşla birlikte, çağdaş film dilini yaratmıştır; ve Bir Ulusun Doğuşu'nun öğeleri, günümüz standartlarıyla, biraz antika ya da modası geçmiş gibi görülse de neredeyse her film bir şekilde, biçim ya da tarz olarak ona bir şeyler borçludur. Griffith, dramatik yakın planları, kaydırmak çekimleri ve diğer etkileyici kamera hareketlerini; paralel aksiyon sekanslarını, paralel kurgu ve diğer montaj tekniklerini; hatta orkestra için bestelenmiş film müziğini bile ilk kullanan yönetmendir. Sinemada çığır açan tüm bu öğelerin, değeri bu kadar şüpheli bir hikayeyle bağlantılı olması çok yazık Filmin ilk yarısı iç Savaş'tan önce, Amerika'ya köleliğin gelişini anlatarak başlar. Kuzeyli Stoneman ve güneyli Cameron aileleri tanıtılır. Hikaye hem bu iki aile hem de ırkçı bir yaklaşımla en kötü klişe tiplere örnekler verilerek, çoğunlukla uşakları aracılığıyla anlatılır. Ülke savaşla birlikte ikiye bölünürken, köleler ve köleliğin kaldırılmasından yana olan destekçileri, bütün bunların ardındaki yıkıcı güç olarak görülür. Yeniden yapılanma sırasında geçen ve filmin sözde kahramanları olarak tanıtılan Ku Klux Klan'ın yükselişini gösteren ikinci yarıda, filmin ırkçı söylemi daha da beter bir şekilde belirginleşir. Griffith'ln, perdede yarattığı,ırk savaşının ortasına bir de aşk hikayesi sıkıştırması kesinlikle cüretkar bir tavırdır. Bu,aynı zamanda hem heyecan verici hem de rahatsız edicidir. Bir Ulusun Doğuşu, şüphesiz ki güçlü bir propaganda eseri/ancak, tiksindirici bir politik mesajı var. ülkeyi sadece bağnaz Ku Klux Klan'ın birleştirebileceğini söyler gibi göründüğü için, o dönemde bile filmin nefret uyandırmış olmasına şaşmamak gerek. Film, Siyahları Geliştirme Ulusal Derneği (NAACP) tarafından protesto edilmiş, İsyanları ateşlemişti; daha sonra bizzat Grlffith, daha da iddialı filmi lntolerance'\a (Hoşgörüsüzlük, 1916) bu eleştirilere cevap vermek zorunda kalmıştı. Yine de, Bir Ulusun Doğuşu' nun konusuna rağmen bugüne kadar saygıdeğer kalması ve incelenmesi, filmin süregelen önemini ortaya koyuyor JKI
0 Yorumlar