Queensland Üniversitesi’nde yapılan bir araştrıma, endişe, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi hastalıkların tedavilerine yardımcı olabilir. Queensland Üniversitesi Beyin Enstitüsü bilim insanları, yetişkin amigdalasında beyin hücrelerinin üretildiğini fark ettiler.
Beyindeki çok eski alanlardan biri olan amigdaladaki bozulmuş bağlantılar, travma sonrası stres bozukluğu gibi anksiyete bozukluklarıyla ilişkilendiriliyor. Profesör Pankaj Sah, yaptıkları araştırmanın, beynin uyum sağlama ve yenilenme yeteneğini anlama konusunda çok büyük bir değişiklik yarattığını söyledi.
“Yeni nöronların yetişkin beyninde de oluştuğu zaten biliniyordu ama ilk kez amigdalada da yeni hücreler oluştuğunu görüyoruz. Amigdalanın korkuları ve korku dolu htıraları düzenlemesi rolünü anlama bakımından çalışmamız çok büyük sonuçlar ortaya koymuştur. Amigdala, korkuyu öğrenmede (bir uyaranı korkulu bir olayla bağdaştırma süreci) kilit öneme sahiptir.”“Korkuyu öğrenmek, klasik “kaç ya da savaş” tepkisine götürür, ki bu da kalp atım hızının artması, ağzın kuruması, avuç içlerinin terlemesine yol açar. Ama amigdala ayrıca fobi ya da travma sonrası stres bozukluğu durumlarında korku ve ümitsizlik üretme rolüne de sahiptir.”
Amigdalada yeni beyin hücreleri üretimini tetiklemenin yollarını bulmak, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon gibi korku prosesi bozukluklarını tedavi etmede yeni yollar açabilir.
Bu çalışma öncesinde yetişkinlerdeki yeni beyin hücrelerinin sadece hipokampüste üretildiği biliniyordu.
Nörojenez (hücre doğumu) denen bu sürecin keşfi, Queensland Üniversitesi Beyin Enstitüsü müdürü Prof. Perry Bartlett tarafından yapılmıştı ve Bartlett sonraki araştırmada da yer aldı. Prof. Sah:
“Prof. Barlett’in keşfi, beynin sabit ve değişemez olduğu fikrini değiştirmişti. Biz de yetişkin fare beyinlerindeki amigdalada kök hücreler bulduk. Bu da hücre doğumunun hem hipokampüste hem de amigdala da olduğunu göstermektedir. Araştırmasayesinde beyin plastisetisini daha iyi anlıyoruz ve de amigdaladaki yeni nöronların fonksiyonel önemini anlamada yeni bir sistem elde ediyoruz.”
Çeviren: Sıdıka ÖZEMRE
https://okyanusum.com/
0 Yorumlar