Hepimizin bildiği üzere demokrasi, bir genel seçimden diğer genel seçime sandığa gidip oy kullanmaktan ibaret değildir. Demokrasi bir yaşam biçimidir; farklı düşüncelerde olanların şiddetten uzak diyalog kurmasını ve uzlaşmasını gerektirir. Oy çokluğuyla, parmaksız hesabıyla demokrasi olmaz. Demokrasi olmazsa, biz avukatların tek yaşam alanı Hukuk devletinden de söz edilemez.
Biz, Ankara Barosu olarak kurulduğumuz günden bu yana, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkentinin barosu olmanın sorumluluğu içerisinde daima demokrasiyi ve Hukuk devletini savunduk. Doğru bildiğimizi kararlılıkla ve cesaretle söyledik. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten çekinmedik. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, haksızlığa, zulme uğrayanın yanında olduk.
Bugün demokrasi ve Hukuk devletinin gereklerinden uzak yasama, yürütme ve yargı uygulamalarına bağlı olarak, ülkemiz yaygın ve sürekli bir hukuk krizi içindedir. Geçmişten gelen sorunların çözümü için barolarla, üniversitelerle, demokratik kitle örgütleriyle yapıcı diyalog arayışına teşebbüs dahi edilmeden, “ben yaptım oldu” anlayışı içerisinde yargıyı kökten değiştiren düzenlemeler yapılmakta, kamuoyu bu değişikliklerin gerekçeleri konusunda sistemli bir şekilde yanlış bilgilendirilmekte veya dikkatler başka yönlere çekilmektedir.
Adil yargılanma ve savunma hakkı ihlalleri, çağdaşlamanın gereği olarak azalacağına, hızla artmakta, yargının siyasallaştığı düşüncesi toplumun önemli bir kesiminin geleceğinden endişe duymasına neden olmaktadır.
Bizim ısrarlı beklentimiz, kendi doğrularımızın mutlaka kabul edilmesi değil, sağlıklı bir diyalog ortamının yaratılması, sorunların ve çözümlerin evrensel Hukuk ilkeleri gözetilerek tartışılması, Hukuk devletinin taşıyıcı direklerinin olup bittilerle devrilmesine izin verilmemesidir.
Bu noktada, Ankara Barosu olarak Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumakla yükümlü olan tüm barolara, bir ülkenin çağdaşlığının simgesi tüm üniversitelere, Cumhuriyet ve demokrasinin koruyucusu olması gereken bütün Hukuk fakültelerine, sivil toplumun önderleri olan demokratik kitle örgütlerine ve demokrasi soluyarak, geleceğinden endişe etmeden yaşamak isteyen tüm duyarlı bireylere sesleniyoruz:
Susmayın, doğruları söylemekten, haksızlıklara karşı durmaktan çekinmeyin. Çok geç olmadan...
Av. Metin Feyzioğlu
Ankara Barosu Başkanı
0 Yorumlar