Bir aynaya baktığımız zaman saniyenin milyarda biri kadar önceki halimizi görürüz. Ağrı Dağı’na baktığımız zaman onun saniyenin onbinde biri kadar önceki halini görürüz. Şimdi veya şu anda gördüğümüz her şey aslında geçmiştir. Ve “Şimdi” diye bir kavram yoktur. Bunun sebebi; ışığın gözümüze ulaşması için bir sürenin geçmesidir. Örnekleri büyütecek olursak; Ay’ın 1,5 saniye öncesini, Güneş’in 8 dakika öncesini, çıplak gözle gördüğümüz yıldızların 10.000 yıl öncesini ya da geçmişini görürüz.
Zaman akar deriz ama gerçekte akmamaktadır. Evrendeki anlar, bir buz denizinde donmuş olarak durmaktadır. Roketle uzaya astronot yolladığımızı düşünelim. Roketin hızını ne kadar arttırırsak, dünyaya tekrar inen astronot için, dünyadaki zaman bir o kadar geleceğe ulaşmış olacaktır. Yani belirli bir hızla gezip geldiğinde, farzı misal dünyanın 100 sene sonrasına inecektir, hızı arttırırsak daha fazla geleceğe ulaşacaktır. Bunun sebebi; eğer bir nesnenin hızı ne kadar artarsa, zaman onun için o kadar yavaş geçecektir ama o bunu hissetmez.
Konuyu genişletelim ve ibreyi yükseltelim. Bizden 10 milyar ışık yılı uzakta Rex adında bir insan olsun. (Gezegenlerin dönüş hızını, evrenin genişleme hızını vb. diğer hızları yok sayalım.) Dünyada da Mex adında biri olsun. İkisi hareketsiz oturduğunda ikisinin de şimdi kavramı aynıdır. Eğer Rex kalkıp Mex’den uzağa doğru yürürse; onun şimdisinde Mex’in 50 yıl önceki geçmişi olacaktır. Mex’e doğru yürürse; Rex’in şimdisinde Mex’in 50 yıl sonraki geleceği olacaktır. Rex 1500 km hızla Mex’den uzaklaşırsa veya yakınlaşırsa; dünyanın 1500 yıl önceki veya 1500 yıl sonraki geleceği, Rex’in şimdisinde olur. Birbirine yakın mesafelerde örneğin; aynı şehirdeki insanlar için bu fark çok düşük olduğu için önemsizdir ve algılanamaz. Lakin aradaki mesafe ne kadar büyürse, bu fark hıza bağlı olarak artar.
Tüm bu kavramları birleştirdiğimiz zaman; hıza ve mesafeye bağlı olarak herkese ve her şeye göre gerçeklik algısı farklıdır. Gerçeklik; bir buz denizinde donmuş geçmiş ve gelecek anların oluşturduğu bir bütündür. Ve bu da evrende yaşanmış ve yaşanacak olan bütün olayları kapsar. Yani; şimdi dediğimiz anda her şey olup bitmiştir. Bu da evrendeki zamanın akmadığını, bir kalıp halinde bütün anların orda durduğunu gösterir.
(Burada anlatılan; bir insanın geleceğinin önceden belirlenmiş olması değildir. İnsanların geleceği elbette belirlenmedi. Anlatılmak istenen; bir insanın ömrü, başkasına 1 saniye gibi gelebilir; dünyadaki 700 yıl, başka bir şey için 7 saniye gelebilir, 7 milyon yıl başkasına 1 saniye gelebilir. Zaman algısı değişkendir ve bu algıların evrende kesiştiği noktalar tüm zamanları kapsar.)
Kaynak; Brain Greene, Evrenin Dokusu, Sayfa; 150-172. Hazırlayan ve Derleyen; Alper Çadıroğlu.
0 Yorumlar